Eleştirilen neslin çocuklarıyız, kimse pembe tablolar çizmesin ‘iradi’ işsizler ordusunun sorumlusu ‘idari’ sorumsuzlardır.
Mahallede top oynamak için iki taşın arasına 4 adım sayıp kale yaparken, hiç düşünmedik ileriye atılması gereken adımların o adımlardan daha büyük olması gerektiğini..
Kömür kokusunun üzerimize sindiği günlerde üşürken, hiç düşünmedik düşüncelerin değişken olabileceğini…
Saklambaç oynarken ebeden saklanırdık, şimdileri çözemediğimiz aşklarımızın ardından şarkılara saklanıyoruz…
Misketin nasıl yuvarlandığını düşünürken heyecanlıydık, büyüdükçe; okuldan mezun olup senede 35 kişinin atandığı bir bölüm okuyup yuvarlanan misketler değil hayaller oluyor..
Sigara kağıdından oyunlar oynarken hiç yadırgamadık oyuncak alacak paramızın olmayışını, netice Babası Asgari ücret alıp açlık sınırın 2 kat altında yaşarken umutlarımız hep göğün 7 kat üstünde oldu ama hiç ‘asgari olmadı’.
Sporcu kartının arkasındaki sayıları takip ederken öyle bir değiştik ki, kredi borcunun taksitlerini takip eder olduk.. ve oranlar hep bana oldu..
Çöp kokusunun içinde sek sek oynamak etkilemezdi bizi, bizi etkileyen üzerine sıktığı parfümün bir şişesinin başka bir ailenin 3 aylık mutfak masrafı olması..
Sahi bu liste uzar gider de.. eklenecek çok şey var da..
Boğazımın düğümlendiği; annemin elinde mum ile soğuktan donan muslukları açarken ertesi sabah kalan is ile yüzümü boyardım,
yağmur yağdığında damdan akan suların biriktiği eski yoğurt kaplarının içinde kareli defter kağıdından oyuncak gemi yüzdürürdüm..
Hayallerimi tam 90’a çakıyordum anlayacağınız..
Sokakta oynarken de kızlı erkekli oynardık..
Aslında çok kötü olan bir şey var.. hem o kızlar için hem de erkekler için..
O neslin tamamı hayallerine, umutlarına, ideallerine, emeklerine Tam 90’dan gol yedi..
Müsabakanın oyuncuları bile tarih olmuş biz hala pozisyon tartışıyoruz..
NOT: Çözüm Tolga abide, Hugo bir öncü olabilir! Katkıda bulunmak isterseniz çevirmeli telefondan aramayın.. ‘Cadı SİLA’ fena yapar..
2 comments
Çok iyi bir yazı.
Teşekkür ederim 🙂 saygılar