“Umut” Dünya’nın en güzel duygusudur bence en saf, en temiz, en masumane. Öyle bir şeydir ki “umut” uçsuz bucaksız gökyüzü gibidir. Herhangi bir sınırı yoktur. Olması da imkansızdır zaten. İnsanın ömrü boyunca kaybetmemesi gereken bir duygudur, sevmekten vazgeçebilir, özlemekten vazgeçebilir, nefret etmekten vazgeçebilir ama “umut” etmekten vazgeçmemelidir. En kötü anda, en çıkmaz olduğu durumda, en köşeye sıkıştığı anda “umut” etmekten vazgeçmemelidir. O andan kurtulacağına, o sıkıştığı yerden çıkacağına, geceyse güneşin doğacağına “umut” etmeliyiz, ancak o zaman güçlü bir şekilde ayakta durabiliriz.
Bize yaşama enerjisi veren o “umut” değil midir? Evet sevgili okur bir umudun olduğu için şuan bu satırları okumuyor musun, bir umudun olduğu için nefes almıyor musun. Umudumuzu kaybettiğimiz an yaşamaktan vazgeçtiğimiz andır. Sen sen ol sevgili okur asla ve asla “umut” etmekten vazgeçme. “Umut” etmekten vazgeçecek olsa şu dünyadan bir kişi, emin olabilirsin ki o benden başkası olamaz. Vazgeçseydi biri, çoktan vazgeçerdim ben yaşamaktan “umut” etmekten, hayat öyle uçurumlara sürüklüyor ki bazen “umut” ederek kurtuluyorum. Atlayacakken her seferinde o uçurumdan gözlerimi kaldırıp baktığımda mavi gök yüzüne, gördüğümde kanat çırpan iki kuşu, vazgeçiyorum hemen o pis düşünceden, neden vazgeçiyorum beni vazgeçiren ne oluyor, tabi ki de “umut” etmek. Beni yeniden hayata döndüren içimde ki yaşama filizlerini tekrar yeşerten o “umut” oluyor. Ben yazıyorsam sana bunları geleceğe “umut” bağlamamdan, vazgeçmeyişimden. Beni nelerin, hangi konuların, hangi olayların, oraya getirdiğinden belki bir başka yazıda değinirim. Şundan emin ol, her vazgeçip hayata dönüşümün tek ve en gerçek sebebi “umut”
O kadar fazla “umut” dedim ki yazının içinde sıkmış olabilirim seni, ama sevgili okurum inan sık geçmeyi hak eden bir kelime, bir kelimeden öte insanın varoluş nedeni. İnsan oğlunun ışığı, sakın ola o ışığını kaybetme her kurtuluş, her hayata dönüş, yeni bir başlangıç yeni bir fırsat, onları iyi değerlendir kıymetlerini bil, her hata yaptığında nasıl olsa umut ediyorum düzelecek deyipte kendini kandırma, alışkanlık haline getirme asıl o zaman kaybedersin, sessizce içten içe hiç haberin olmadan, ruhun duymadan kaybedersin. Sakın o gaflete düşme, günümüzde bir çok kelimenin içi boşaltıldı “umut“un da aynı akıbete uğramasına izin verme.
Sonuç olarak yaşamaktan, nefes almaktan, enerjinden, ışığından kısaca “umut“undan vazgeçme. Onu kaybetme ona sımsıkı sarıl. Gözlerini kapat ve güneşin doğacağına, her şeyin daha güzel olacağına, ülkemin vatanımın daha yaşanır bir ülke olacağına “umut” et. Ve bu umudunun peşinden koş onun gerçekleşmesi için gece gündüz dur durak bilmeden çalış. Bir ülke bir vatan olmadıktan sonra duyulan “umut“lar da bir şeye yaramaz bunu sakın aklından çıkarma. Bu ülkenin hangi şartlar altında kurulduğunu unutma. Sevgili okurum Gazi’nin izinden çıkma onun gibi “umut” et ve peşini bırakma. Bir başka yazı da görüşmek üzere..