Vazgeçmek üzerine öyle kaim olacak, hiç eskimeyecek sözler söylenmese de olur. Söylenin ne zaman geçerliği olduğunu kişi kendisi bilir. Mesela yüzünü görmeden radyodan dinlediğin eşrefi mahluka meftun olunması. Çok basit şekilde düşünürsek üzerinde durulmaya dahi değmez, önemsizdir. Ama sor bakalım, zihin dünyasında nasıl bir alan ayırmış. Senin için önemli olmayan bir başkası için hayatiyet addeder. Önem sıralamasını kişi ancak kendisine yapışan is kokusundan alınır, anlatamaz, alınan hemhali anlar. Kedi seven birine, niye evde kedi besliyorsun demekle eş değerdir. Anlamasan da olur. Seviyorum ya bir nedeni yok. Hayatında olmasa da olur mu? Olmaz. Önem sırasına konulmaz ki sevilenler. Sevgi ispata muhtaçtır. Amenna. Yapabileceğin, yapacağın en önemlisi yapmayacağın! Gözünden sakınır seven. Anlaşılır. Yüz kilometre öteden tanınır mı bilmiyorum, ama bir bedel ödemek gerekirse en ağırından öder. Kendimizden biliyoruz. En güzeli kendini belli eder vazgeçmeyecek. Üzerinde tortu oluşmaz, toza bular hayali dış alemi.
Geride, görünmeyecek şekilde, en olmadık anda, üstüne çığ düşürür.İsteyerek çığlık atar seven. Sevmeyen kulp aramak için bir sürü büyük neden sıralar, hiç soluklanmadan hemcecik. Gönlünün meyilli olduğunu ise güzelleştirmek için neden aramaya ihtiyacı yoktur.