Hep yeni bir yolu tarif ederdi hayat. Bir çıkmaz sokak gördüğümde devam eden sonsuz yolların olduğu zaman anladım. Her bitiş, ardında çok farklı bir başlangıcı da yanında tutuyordu aslında. Yol bitti başka yollar çıktı karşıma, satır bitti yeni satıra geçtim, gün bitti bir öteki başladı ama duvar doldu daha yazamadım. Elde kalan haklara göre hayat devam etti çünkü.
Bir başka hak, müzik. Ama bu sefer daha farklı bir müzik sesi, uzaktan geliyor. Ne çaldığını tam olarak anlayabilmek için martıların hepsini gökyüzünden kovmak gerekirdi. Adı müzikti ama ne olduğu, en çok da bu düşündürürdü işte. Bilinenlerim bir kenara, ulaşamadıklarım baş üstünde gezer oldu. Şimdi o müziği anlamaya çalışıyorum, onun yanıma gelmeden önce çaldığını fark ettiğim lanet ses? Belki de bu derin bir uğultudan ibaretti. Ya peki sen, yoksa seni de mi yaz güzel kılıyordu?
Mevsimsiz Sohbet’ten