İlham Perin sabahın köründe, kalk hadi, gün öyle oldu uyan gari; diye tutturdu. Gözlerimi açtım, saate baktım gerçekten saat 09 00 geçmiş. Ben ona ellerimle ne istiyorsun? Beni derin uykumdan niye uyandırdın işareti yaparken, Peri kızı Gülden Karabacak’ın seslendirdiği Âşık Mahsuni’nin “Yalancının yalancısın inanamam” türküsünü açmış tepeme dikilmişti. Gözleri ovuşturarak yatağın içinde oturdum, buda nerden çıktı der gibi baktım. Eliyle kalk hadi kalk işareti taparak nazlanma, yatma vakti değil deyiverdi.
Kalktım, elimimi yüzümü yıkadım, pijamalarımı çıkarttım günlük kıyafetimi üstüme geçirdim, çalışma oda geçtim; masamın üstünde Dr. Joe Dispenza’nın Üç Beyin videosu… Şaşırmıştım! Buda nerden çıktı der gibi yüzüne bakınca, şaşıracak bir şey değil. Sen daha önce Dr. Joe Dispenza’nın derslerine katıldın. Onun öğrencisisin. Şu videoyu bir kez daha dinle ve 28 Mayıstan önce konuyu işle okuyucularınla paylaş isterim.
Gönülsüzce açtım videoyu! Dr. Joe Dispenza: “Üç tane beyniniz vardır. Neokorteks, limbik sistem ve serebellum (beyincik). Hepsi bir davranıp, düşünceden harekete ve var oluşa geçişinizi sağlar. Düşünen beyniniz neokorteks’tir. Bilinçli algının merkezidir.
Neokorteks sizi dış dünyaya bağlar ve yeni bilgi edinmeyi sever. Deneyim ve öğrenme düşünen beynin donanımını ve devrelerini güncel kılar. İkinci beyin limbik sistemidir. Bu beyin yeni bilgilerin uygulanması ve yeni davranışların yaratılmasıyla aktive edilir. Yeni deneyimler, beyindeki entelektüel kavrayış devrelerini güçlendirir. Her türlü kimyasal sinyali birlikte karıştırır ve artık bir şeyin sadece felsefi olarak ne anlama geldiğini anlamakla kalmaz, aynı zamanda içgüdüsel olarak anlamaya başlarsınız. Beynin entelektüel olarak anladığını duygusal olarak vücudunuza öğretirsiniz. Limbik sistem duygu veya his üretir. Yeni bir deneyimi sadece bir defa yaşamak yeterli değildir. Hem vücudu hem de bilinçli zihni nörokimyasal düzeyde koşullandırabilmek için bu deneyimi sürekli tekrarlamanız ve sürekli yeniden yaşamanız gerekiyor.
Zihin ve bedenin beraber çalışmasını sağlarsanız, beden şefkatli bir zihin haline gelir ve zihin ve beden bir olur ve işte o zaman yükselmiş bir varlık haline gelirsiniz ve üçüncü beyni aktive edersiniz.
Bu beyne serebellum (beyincik) denir; yani bilinçaltı koltuğu. Bu yeni deneyimi çok sıklıkla uygularsanız artık bilinçli bir şekilde düşünmeniz gerekmemektedir, onu içselleştirmişsinizdir. Bu artık sizin kim olduğunuzdur. Sizin için ikinci bir doğanız haline gelir. Bu kabiliyet seviyesine ulaştığınız an yeni bir nörokimyasal düzeyi içselleştirmişsinizdir. Hiçbir şey ve hiç kimse bunu elinizden alamaz” diyor ve buna uzmanlık deriz diye son noktayı koyuyor. Videoyu tekrar dinlerken hem uyku mahmurluğunu üstümden attım hem de İlham Perisini ne demek istediğini anladım.
Gülden Karaböcak’in seslendirdiği yalancısın şarkısıyla vermek istediği mesaj da çok açık ve netti.
Kısaca özetlemem gerekirse, 28 Mayısta seçim sandığına gidecek seçmene, duygularınızla değil aklınız ve beyninizin taamını kullanın diye seslenmemi isterken, yalancılara, montajcılara, Türk Milletini ve Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü yok sayanlara oy vermeyin de diyordu.
Bende “elçiye zeval olmaz” dedim ve bu makaleyi kaleme aldım! Makaleye son noktayı “Boz kayadan pınar akar, Ondan içen çile çeker, Azgın yârene kim bakar? Sardım, sarmaz olaydım” diyerek Karaböcek koydu.