Yalnızlığa geldim…
Nazara gelir insanlar, duyarım sık sık. Rast gitmeyen işlerinin sonunda bekleyen cümledir. Tıpkı cümlelerimin hiçbir yere rast gitmediği gibi. Rast gidecek yerim olmamış ki! Çıkışlarım kendimden, hep aynı yere getirmiş beni. Sevmesem de sevsem de başka yerim yokmuş gidecek, tek yerim yalnızlık ve vefasızlık anladım. Adımlarım her dokunduğunda tozlu ve yalnız kaldırımlara; yalnızlığa geldim. Farkettiğim de geçmiştim, geçmişimdeki geçemediklerimden. Çoktan yürümüştü zaman üzerime, sensizliği çoktan tokat gibi indirmişti yüzüme.
Ağlamadım dersem utanırım yalan değer sözlerime, ağlamaktan utanırım vefasız kalır mağrur duruşlarım. Ben sevdayı hak etmedim belki de. Kime ne kötülük yaptım, kimi nerde incittim…
Bir çok yalandan geçtim. Uğradım bir akşam üstü şaşkınlığın meydanına. “Seçebildiğin kadar yalan senin” dediler sevmedim hiçbirini, zorla hepsini heybeme döktüler.
Sensizlikten geçip, içinde sensizliğin kırıp geçirdiği bir hayat içimde. İmkansız bir yazgının sancısıyla tuttum nefesimi, ölünceye kadar tuttum. Her gün öldüm, cesedimle yüz yüze buldum kendimi. Duramadım yıldızlar gibi ışıldayan gözlerinde yalnızlığa geldim. Affetmedi kaderim, bir defaya mahsus olsun affetmedi.
Sen yoktun, ben hayatın içinde hayattan vazgeçip yalnızlığa geldim. Çok çabaladım, kanattım tırnaklarımı, çığlıklarım karıştı ürkek kuşların kanat seslerine. Direndim başka yolların adamı olmaya. Vazgeçip susmaktan şen şakrak bir hayale konmaya. Hep sustum, “sus” demesen de sustum, susa susa yalnızlığa geldim.
Bitirdim hayat hakkımı. Bir defada harcadım hayatımı sensizlikte. Geriye kalan yalnızca nefes almak. Bir sancının dibinde peydah olan aklıma zarar kelimeleri topladım boş defter yapraklarında. Parmaklarımdan akarken ömrüm ne kadar sayfa tükettiğimin sorgusu gözlerimde aynı solmuş, donmuş bir buğu. Her baktığım yerde her yerden vazgeçip yalnızlık karşıma geldi.
Ben her yerden her yere her gidişimde kaçarım yok, yalnızlığa geldim…
Yaşar Hakan YEĞİN