Bir zaman gitmez dediğim, o kapalı ve delice yoğun günlerde yaptıklarıyla beni neredeyse bütünüyle ele geçirmiş,beni başka bir gerçekliğe götürmüş, kadını istiyorum.
Bu inancı anlatmak zor iş.
Sıcaklığını, yumuşaklığını hissettiğiniz bir kadın vücuduna, o kadın yokken bile sarılıyormuş, o sıcaklığı her an, her yerde hissediyor-muşsunuz gibi bir duyguyu.
Bunu hatırlamak istiyorum.
Gene de kendi hayatımdan, yalnızlığımdan vazgeçmek çok kolay değil,uzun zamandır o yalnızlıkla memnun yaşıyordum ben, “her şeyin olabileceği” bu hayata alıştım,eski alışkanlarımı unutmak pek kolay olmaz.
Bir insanı yalnızlığımdan daha çok sevebileceğimi,yalnızlığın bana verdiği o güveni bir insanın yanında duyacağımı, yalnızlığı o özgür ferahlığını bana unutturacak bir hayata sahip olmak zor iş. Kendimi buna ikna edebilmeye alıştırmak vodoo büyücüsünün elinden ölümsüzlük iksirini almak kadar zor.
Bir kadını istiyorum, onunla olup her şeyi unutmak, zamanımı onunla geçirip mutlu olmak istiyorum ama yalnızlıkta başka bir kadın gibi, aynı güçte sevdiğim bir başka kadın.Yalnızlığım bana orospu gibi çekici, bir günah kadar acı geliyor, zaman zaman.İkilem dedikleri şey bu olsa gerek.birlikte var olmayacak iki ayrı şeyi sevmek,iki ayrı şeyi istemek.
Değişebilir miyim ?
Bilmiyorum.
İmkansız bir şey istiyorum aslında, benden iki tane daha olsun istiyorum.bir tanem seveceğim kadınla yaşasın, evini kursun ve mutlu olsun, bir tanem de hayatına kimseyi almasın, kimseyle konuşmasın, sabahları yalnız uyansın, ne yapacağına tek başına karar versin. Bir tanem yalnızlığımla yaşarken diğer tanem sevdiğim kandının olsun.
Herhalde bunu herkes istiyor.
Biliyor musunuz ?
Mutlak mutluluk yoktur.
Bir kişinin, bir hayatın içine sığamıyoruz.kendi arzularımız devasa kalıyor yaşadığımız şu dünyada.
Düşünsenize, tanrı ufak bir bedenin içine çok fazla arzu yerleştirmiş.
Tanrı nın amacı neydi ?
Hayatta garip sorular var.sorular cevaplardan fazla.
Bana sorular bir kadın kadar çekici geliyor.sorularla birlikte yalnızlığımı da seviyorum, kadınları da