Aşk dediklerinde aklımda hep, şuana kadar yaşamış olamayacağım kadar deli dolu bir his belirdi… Yaşamış olamazdım. Eğer böyle bir his varsa şayet, heyecan dolu vazgeçemeyeceğin kadar güçlü, en umutsuz anlarında ışığın olacak kadar parlak olmalıydı. En önemlisi de parmaklarının arasından sen “görüşürüz” desen,”e hadi git artık” desen bile kayıp gidemeyecek kadar büyük olmalıydı. Kırgınlığının bile tatlı olması gerekirdi sanki. Bilmem…
Bekliyorum öyle,hiç bilmediğim bir yerden bilmediğim bir zamandan hatta beklemediğim bir zamanda tanımını yapamayacağım deli dolu bir duygunun kopup gelmesini bekliyorum. Gelip hayatıma yuva yapmasını bekliyorum.
Gözlerimin mavi dalgaları arasında kalmış kara parçasını andıran minicik siyahındaki yansımasını görüp, bir kerede ona aşık olmak istiyorum… Belkide ben aşık oldum ve kaybettim, bu kelimeler ve onca mürekkep sadece benim gibi minik hayallerimin avuntusu. Şimdi size soruyorum, parmaklarınızın arasından kayıp gidecek kadar küçükse bu aşk mıdır? Yoksa biraz eksik kalmış yarı zamanlı mutluluk mu?
Fikirlerinizi lütfen söyleyin çekinmeyin bunlar benim naçizane fikirlerim sizinkileri duymaktan mutlu olurum
Emily…