Ogün ailecek yapacağımız ilk tatildi arabaya bindik şarkılar söyledik şakalaştık sonra annem ile babam ön koltukta oturmuş konuşuyorlardı ben ise arka koltukta araba koltuğa uzanmış hem şarkı sözlerini duymaya çalışıp hemde bi yandan fotoraf çekiniyodum aniden bi ses duydum ve yere düşdüm gözlerimi açtığımda ise hastene yatağında uzanıyordum ne oldu nerdeyim annem le babam nerde onlar iyimi bilmiyordum bi anda ağlamaya başladım sanki içime kötü bi his doğmuştu sesimi duyan hemşirelerden biri yanıma koştu
– noldu bi ağrın sancınmı var bacağın nasıl dedi.
ben ise bacağın dediği için sol ve sağ bacağımı kaldırmaya çalıştım ama neden sol bacağımın yarısı yoktu noldu bacağıma noldu bi anda çarşafı kaldırdım ve o görüntüyü gördüm olamazdı sol bacağımın yarısı yok nasıl nasıl ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra anne baba benden bi parçamı almışlar bana sormadan diye o sırada hemşire beni sakinleştirmeye çalışıyodu sanırım beni sakinleştiremiceni anlıyınca babamı çağırdı onu ilk defa dağınık ve üzgün gözü yaşlı görüyodum içim sızladı çünkü benim babam her zamn dik durar ve gülümser hep pozitifti acaba ne oldmuştu neden yıkılmıştı babam yanıma geldi .yanıma oturdu zehram nasılsın iyimisin diye sordu ama sesi titriyordu bi şeyler vardı bu adamda ne oldunu anlamak için beyin fırtınasını bırakıp sordum baba noldu annem niye gelmedi sen niye üzgünsün baba noldu .O soru karşısında babam kendini iyice kaybetti keşke sormasaydım dedim .babam kendini toparlama çalıştı ve zehram benim güzel yüzlü ipek saclı kızım annen annem gitti uçtu bu dünyadan .
dona kaldım önce sol bacağımın yarısı sonra annemi kaybettim yüzümde hiç bi ifade yoktu sadece durmuştum ne bişey düşünüyodum ne mutluydum ne üzgün sonra kendimiğ toparladım babamın boynuna sarıldım o anda anladım hiç bir zaman bütün olamıcaktım hep yarım kalacaktım yarım kalmak nedir sen bilirmisin anne neden bıraktın bizi bırakmak zorunda mıydın diye anneme kızdım içimden sen yarım kalmak nedir bilirmisin ben düşüncelere dalarken doktor bey geldi benim babamın boynundan ayrılmama gerektini söyledi ben hayır dedim bi tek babam kaldı onuda kaybedemem sanırım fazla acitasyon yapmıştım benim durumumda olandan ne beklenirdi zaten gülmemimi babam benim o laflarım karşısında bi kez daha yıkılmıştı bende daha fazla direnmiyip babamın boynuna sarılmayı bırakıp yatağa uzandım hemşire hanım tansiyonumu ölçtü doktar beyse sol bacağımdaki sarkıları açıp ayağmın durumuna baktı canım yanıyordu sırf o bacağıma pansuman yaptığı için seğil yarım kaldığımı bildiğim için.
yıllar geçti ben tekerlekli sandelyeye resmen bağlanmıştım insanlar bana acıma gözüyle bakıyorlardı babam ise gün geçtikce sesizleşmiş içine kapanmıştı onu günde bi kaç kez görüyodum zaten sabah kahvaltısında beni okula götürüp getirirken bide akşam yemeyinde onun dışında hep çalışma odasına kapanıyodu bazen onun için endişeleniyordum acıyodum babama ben ise okuldan geldikten sonra camın karşısına geçip dışarıyı izliyodum dışarıda koşup oynayan yaşıtlarımı sonra eskiden gezip tozduğum eylendiğim arkadaşlarımı görüyodum çünkü kazadan sonra sadece yanıma bir kere gelmişlerdi oda cenazede .işte o zaman anladım beni yanlız bıraktıklarını sırf bacağımın yarısı yok diye arkadaşlıklarını bittirmişlerdi keşke onlara güvenmeseydim onların arkadaşlıklarının göstermelik olduğunu anladım .
Bu gün 27 Mart tı araba kazası olalı 2 yıl geçmişti babam o gün erken kalkmış hazırlanmıştı sanırım annemi görmeye mezarlığa gitcekti .baba diye seslendim yanıma geldi benide götür baba .
– babam:eminmisin zehra
evet anlamında başımı salladım babam peki kızım dedi arabaya gitmeme yardımcı oldu ve yolla cıktık içim bi hoş olmuştu annemin mezerlıkta oldunu üzerindede toprak oldunu bilmek sanırım bana acayip geliyodu ben bu düşüncelere dalarken babam arabayı bi çiçekcinin önünde durdurdu bir demet popatya aldı .
annem popatyaları çok severdi her yıl bahar geldiği zaman bizi köyüne götürürdü orda piknik yapar gezip dolaşırdık annem gördüğü her popotyayı özenle toplar birazı kendisine ve bana taç yapar geri kalanını da eve götürür ve vazonun içine koyardı o vazoda popatya hiç eksik olmazdı her şey bana annemi hatırlatır olmuştu onu o kadar çok özlemiştimki babam arabayı 2. kez durdurdu geldik dedi anneme sarılamasamda onun bulunduğu bir yere gelmiştik annemin mezarı hemen girişteydi o gün ilk defa ne tekerlekli sandelyem vardı nede koltuk deyneklerim sanki sol bacağımın yarısı varmış da yürüyebiliyormuşum gibi anneme koştum mezar taşına sarıldım sanki ona sarılıyormuşum gibi babamdan popatyaları istedim annemin mezarını popatyalarla süsledim sanki o anda bişey oldu annemi hisettim onun kokusunu annem ile aramda bi bağ vardı sanki anne özledim seni hemde çok niye gittin niye bizi yarım bıraktın neden diye sordum bekledim o mezardan bi ses çıkıpta bana cevap vermiceni biliyordum ama yinede bekledim babam zehram kızım hadi gidelim dedi ben baba bir dakika dedim cebimden cıkardığım bir resmi annemin mezarına gömdüm bu reim benim kaza olduğu gün arabaya binmeden önceki ailecek cekindimiz resimdi bi kopyasını saklamıştım onuda annemin mezarına gömdüm bizden bi hatıra anne bizi unutma tamamı dedim ve arabaya gittim babamda anneme bişeyler dedi ve mezarına su döktü ve oda arabaya geldi ve yola koyulduk uzaklaştık annemden bir kez daha bir kez daha
SON