Ressamın ölümüyle yetim kalan fovist tablo…
Ruhu yoran bitmemişliğe mağlup empresyonist heykel…
Histerik parmakların çaresizliğine boyun eğen bir beste…
Doğanın kusursuzluğunun dışında, bitmeyen işler çöplüğüdür dünya.
Ruhları tedirgin eden, huysuzlaştıran ve saldırganlaştıran bu büyük eksiklikten bahsetmek istemiyor kimse.
Her şey tam ve eksiksizmiş gibi davranma yeteneğiyle sarmalanmış insanoğlu, alkışlarla sahnedeki yerlerini bir bir alıyorlar.
Ödüller, tebrikler ve mis kokulu çiçekler.
Sonu gelmeyen işlerin feryatlarının tiz çığlıklarını duyuyorum.
Ya siz?
Duymuyor musunuz?
Her bir bitmemişliğin gövdenizde açtığı yarayı da mı hissetmiyorsunuz?
Üzülüyorum…
Üzülüyorum…
Üzülüyorum…
O.D