Yarın bayram be gülüm! bu sensiz kaçıncı bayram bilmiyorum,be gülüm! Sana doymadığım, Seni özlediğim,seni istediğim,kaçıncı bayram? Evet, yarın bayram be güzelim! Nasıl mı geçer?bilmiyorum her zamanki gibi! Buruk ve soluk.
Evet, yarın bayram senin sokaklarında olamayacağım,başka yollar, caddelere akacağım. gözyaşlarımla, isteksizce, amalarım’la ! El öpeceğim hiç kimseyi göremeyeceğim! kapıyı çalan kimse olmayacak. yani sen olmayacaksın ve hiç kimse olmayacak. Bayramı sensiz yaşamak ölüm gibi,be gülüm!
Aslında bayram; büyüklerin ellerinden, küçüklerinde gözlerinden, öpmek değil midir?
Ninenin evinde toplanan kalabalıkta kaybolmak değil mi aslında?
Dedenin, babanın,dayılarının bir bayram namazından dönüşünü beklemek değil midir? Be gülüm!
Heyecanla çalan kapıya acaba mı? Diyerek koşmak değil midir?! Be gülüm!
Gözleri ışıl ışıl parlayan çocukların gökkuşağı renginde, yeni giysilere bürünmeleri,küslerin barıştığı,kırgınlıkların sona erdiği,kolonya kokusunun ortak parfüm olduğu gün değil midir? Be gülüm!
Vatan toprağına dokunup koklamak değil midir?
Meleklerin yeryüzüne indiği,günahlardan pirüpak olma günü değil midir?
Cennet kapılarının sonuna kadar açıldığı,cehennem kapılarının kapandığı gün değil midir? Be gülüm!
Ve bir bekleyiş değil midir? her zamankinden farklı!
Belki bu cuma gelir diye(a.c)…