Tek katlı bir evin tek gözlü odasında
Pencere başında ve tek başıma izliyorum
Bütün dünyayı yerdeki çakıl taşlarında arar gibi
Ve sanki hergün üstüne basıp geçmemişim gibi
Bu kez farklılar, bunu kundaktaki çocuk da anlayabilir
Çünkü bu kez her şey farklı
Çünkü bu kez bir it sürüsü tozu dumana katma hevesinde
Anaların gözleri yaşlı, duadan başka ne gelir elden?
Babalarsa, puslu gözlerle izliyor çakalla kurdun dalaşını
Peki ya sonra?
Sonra ne olacak sokakta top koşturan küçük çocuk
İp atlayan, seksek oynayan Ayşe’ye ne olacak
Peki ya Mehmet?
Kafasını yastığa koyduğunda korkmadan uyuyabilecek mi
Kaç şehit haberi duyacak bu millet daha
Kaç savaş görecek?
İtin, soysuzun yüzünden kaç ana daha gözyaşı dökecek
Zor be kardeşim, çok zor
Ya boyun eğersin ya yoluna nice taşlar koyarız diyorlar
Ya dik duracaksın her fırsatta ayağını kaydırmaya çalışacaklar
Ya boyun eğeceksin, üstüne toprak atacaklar
Ah be kardeşim,
Bin bir fırtına vardır içinde, bilirim
Ağlamak değil savaşmak yakışır bize, bunu da bilirim
İsyan etmek değil; sabretmek düşer payımıza, dua etmek düşer
Çünkü biz kendisine taş atanlara dua etmeyi Peygamber’den öğrendik
Haksızlığa, zulme, şiddete boyun eğmemeyi ögrendik
Biz kapımıza geleni geri çevirmemeyi
Hamza’sını öldüren Vahşî kapısına geldiğinde geri çevirmeyen Peygamber’den öğrendik
Sabır güzel kardeşim, buna da sabır
Güzel giden ne varsa bozmak planları
Anaları ağlatmak, çocukları korkutmak
Seni, beni, bizi dalyana getirmek planları
Oyuna gelme kardeşim, gelme
Bu kirli yola sen de girme
Bunu yaparken üstüne basıp geçtiğin o çakıl taşlarını da görmezden gelme
Bu zorlu yolda, Ya Rabb, yardımını bizden esirgeme…
Harun Kaçmazer