Mutlu insan yazmaz bence.Yazmak dert işi, endorfin eksikliği. Kendi kendine ne dediğini anlamadığında kullandığın bir alfabe gibi. Sorsan kendine cevap veremez. Ama başla bir yazmaya; neler anlatır, ne döker içini insan kendine.Sonuçta koskoca fizik kanunu ne demiş? Dert yoğun olduğu yerden boş sayfaya akarmış. Yine bir fizik kanunu demiş ki; dert yok olmaz, sadece form değiştirir. Dert yine dert ama bak rahatladım işte yazınca.3-5 satır bile can oluyor,kan oluyor insana.Gel de çöz bunu şimdi.
3 comments
”Derdiniz güzel şeyler olsa güzel şeyler derdiniz.”
Bu cümleyi ne zaman, nerede, nasıl okuduğumu hatırlamıyorum. Kimin yazıp, hangi mektubun içine koyduğunu da hatırlamıyorum. Zaten işim zihinlere gömülenleri çıkartmak değil, bu uğraştan vazgeçeli çok uzun zaman oldu.Ben sadece, bu yazıda ortaya koyduğunuz çıkarımların tümünü reddeden bir anlayışa sahibim. Bence yazmak ne derdin ne de dertsizliğin aynasıdır. Yazmak bence, o ismi olmayan şeylerin sağ kulağına ezan okumaktır. Ve bunun mutlulukla bir ilgisi olmadığından da hayli eminim. Ayrıca ne fizik kanunlarının ne de çürük realizmin getirdiği hiçbir şeyin bizim dünyalarımızda bir geçerliliği olmadığını düşündüğümü de söylemek isterim. Yazınızda çözülmesi gereken tek bir bilmece var; yazanlar ağlayabilseydi, neden yazsınlardı ki?
Fakat ille de çözmek istiyorsanız bir bilmecem daha var; derdi güzel şeyler olanların derdi olur mu?
İkimiz de yazmakla ilgili düşüncelerimize bence diyerek başladık.Eylem aynı fakat farklı amaçlarla kullanıyoruz.Bizi biz yapan da bu değil mi zaten? Fizik kanunları ile ilgili düşüncelerinizi de rahmetli fizikçiler duymasın kemikleri sızlar diyorum.
Bakış açınızı paylaşıp hayatımda yeni bir pencere açtığınız için teşekkür ederim.
Realizm ve fizik ile ilgili olarak yazdıklarımdan kastım yazdıklarımızda yeri olmadığıydı. Tabi dediğiniz gibi bu da sadece bir düşünce. Günlük yaşantılarımızda ister istemez tâbiyiz bunlara, bu bir olgu. Diğer bir yandan birçok astrofizikçi ve gökbilimcinin çalışmalarına da hayran olmadığımı söylersem yalan olur. Özellikle rahmetli Carl Sagan’ın bilimin popüler kültüre dahil olması için yaptıkları başlı başına su götürmez güzellikte çalışmalardır. Ama dediğim gibi; bunlar edebiyatın bence dışındadır. Hem o camiadan bazıları da bunun böyle olduğunu düşünür. Kemikleri sızlatacak bir şey dedikse affola 🙂
Anlayış dolu yorumunuz için ben teşekkür ederim.