İnsan her doğum gününde eski yaşını bırakıp, yeni bir yaşa adım atıyor. Aslında bir tür deri değiştirme ritüeli gibi; artık yıpranmış olan benliğimizi üstümüzden atıp taze ve yeni bir benlik giyiyoruz. Eski benliklerden izler taşıyan ancak yeni kumaşa sahip bir ben. Bir doğum gününden ötekine geçen zamanda yaşanılan deneyimler, anılar, düşüşler, mücadeleler, seçimler, zor duygular, kolay kahkahalar, özlemler, kavuşmalar, gidenler, gelenler ve ruh haline vuran büyük dalgalar… Hepsinin yeni derinin oluşmasında bir katkısı var.
Herkesin çizgisi farklıdır iki doğum günü arasındaki. Bazılarının daha düz, istikrarlı ve tahmin edilebilir gider mesela. Huzur, sakin bir zihin ve düşük gelecek kaygısıdır yaygın temalar. Birtakım insanların ise inişli çıkışlı bir çizgisi olur; bir sene içinde çok yükseldiği anlardan tutun sıfırın altını tadan deneyimler yaşanır. Yarınların nasıl olacağına dair az fikir, bugünleri şekillendirmek için çok emek vardır hareketli çizgisi olanlarda.
Bir doğum gününden ötekine… Bir nokta ile başlayıp çizgi ile biten 365 santimetrelik bir yaşam kesiti… Sahi, her santiminde bir rolümüz var mıdır? Her yükselişte, her düşüşte ya da tepetaklak olan her kısmında. Seçimlerimiz ne kadar etkilidir bu dalgalı tabloda? Belki de o mumları üflerken dilediğimiz dileklerin vardır bir etkisi.
Bu çizginin çoğunu biz çizdik: İlk önce birtakım olaylar yaşadık. Daha sonra bu olaylar hakkında nasıl düşünceler üreteceğimizi düşündük, olaylara nasıl yaklaşacağımıza baktık ve de birtakım yorumlar yaptık. Düşüncelerimiz duygularımızı uyandırdı: Daha çok olumlu hisleri mi kucakladık, olumsuzların kucağına mı düştük? Bu zincirin son halkası ise davranışlarımız oldu. Hangi yolu seçtik? Düz ve istikrarlı olanı mı, inişli çıkışlı olanı mı?
Aslına bakarsanız, bu çizgi sonucunda oluşur yeni benliğimiz. Eninde sonunda her doğum günü, yeni bir benliğin doğuşudur. Doğum günün kutlu olsun, yeni ben!
5 Ağustos
23. Doğum günü