Evimin balkonundayım.Oturuyorum o sabahki gökyüzünden sanki eser kalmamış kötü insanların kalbi gibi kap kara olmuş.Ama kap kara olması hiç bir şeye engel değil.O kap karada olsa yıldızlar gökyüzünü parlatıyor.Ve gökyüzü parıl parıl oluyor tıp ki saf bir çocuğun kalbi gibi.Tertemiz.
Evimin balkonun oturup gökyüzünü izliyorum aklımca küçüklüğümüzde oynadığımız yıldızları birleştirip bir sima çıkartmaya çalısıyorum.En son bir ”I” harfi çıkartmıştım ama daha sonrada hey bir dakika şuanda ortaya bir kalp çıktı.Gülümsüyorum.Tebessüm ediyorum sonra düşünüyorum bu dünya gelip geçiçi niye kendimizi üzdürüyoruz.Sonra diyorum ki bu dünya da yaşamayı göze aldıysan üzülmeyide göze alıcaksın diyorum.
Aklımdan böyle konular geçerken yıldızlar hala gökyüzünü parlatıyordu.Keşke hep gece olsa.Gece olunca daha sıcak ortam oluyor.İşte bu yüzden seviyorum seni dünya.İçinde kötü insanlar olsada kimsenin göremiyceği bir katmanda çok daha iyilerin olduğunu hissediyorum.Suç sende değil çevremizi kötüleyen,kötü yapan insanlarda.Sen bir yandan güzelsin işte bir yandan kötüsün…
Balkonumda içiyorum çayımı kahvemi.Çünkü balkonum olmasa nefes almayı inkar edicek tipten birisiyim.Mesela beni evde tek başıma 2 ay bıraksalar dışarıya çıkmak aklıma gelmez.Bana lazım olan bir adet balkon bir adet kalem bır adet defter ve bır adet çay.İşte benim dünyadan istediklerim bunlar.Çok bir şey istemiyorum.Sadece yoğun bir sevgi karmaşası.
Gökyüzüne kafamı yine çevirdim derin bir nefes aldım 2-3 kere daha sonra geri verdim.Sonra çayımı elime alıp hafıf hafıf yudumladım.Gözlerimi kapattım.Kapattım.Düşündüm.Düşünürken yoruldum.Sessizlik.Ve o güzel ses.Yağmur sesi.Her yere yağan o güzel mis gibi kokan yağmur.Tebessüm ettim ve daha sonra ellerimi dışarıya verip elimdeki yağmur suyunu yüzüme sürdüm.Hafif kıkırdadım.
Mutluydum ama aptaldım.
Konuşmaya çalışsamda anlatamadıklarımı anlamadığında gece olunca gökyüzüne çevir o kafanı.Gerçekleri gör ve ne demek istediğimi sana yıldızlar anlatsın.