milyonlarca kare geçiyor gözlerimin önünden. intihar etmezsen paradoksu kıramazsın diyor içlerinden biri. oysa ben kırılmaktan yorgun ve kırmaya hiç meylim yok bir şeyi. güneş sıfatsız. bir adı olup olmadığını bildiğine şüpheliyim. bir adı olmasaydı da gidecekti ardına gölgelerin. ardına geçtiği her şeyi silüete çeviren koca yıldız görünmez olduğunda silüete dönüşüyordu her şey tamamen. gece silüetten ibaretti. gece bir oluş hali. güneş batar batmaz gece olur burada. yıldızlar bakar. göz göze gelir yaşantılarla. titrek avuntular yollarlar. atmosfere çarpıp döner uzay boşluğuna (yatağımdan kalkmıyorum. hiçbir yere. ve buna rağmen uzaydan ve boşluktan bahsediyorum. ne haddime). çürüyorum. içini kemiren kurtlar tarafından terk edilmiş bir ağaç gibi. kimsesi kalmamış. kimsem kalmamış. toprak kabul etmiyor. rüzgar zararıma. bir dal daha kopup düşüyorken yere gövdemden. yere gövdemden düşüyorken kopup daha. bir dal. ışığı görüyor musun. bu silüet her şeyi saklıyor. nasıl göreyim. yine de dene. başka yolumuz kalmadı. yol mu. şu yıldızı dinle. aklından neler geçiyor. atmosfer delinmiş. yıldız sızıyor içeri. içime. görüyor musun. bunu. görmemiştim daha önce. üstelik düşerken. düşmemekte. kopsa da gövdemden. bu ışığı yıldız mı tutuşturdu ellerime? çürüyüşümü durduran. çürümemekte değilim fakat çürüyor da değilim. atmosferin yırtılmış parçasından içeri sızan yıldız değil, dışarı sızan zamanmış. zamanı olmadan nasıl yaşar buradakiler? hissediyor musun ışığı? sükûta kapıl. bu rüzgar zamansız esiyor artık. sükûta kapıl. bu rüzgar zamansız esiyor artık. bunu yıldız söyletiyor. dudakları oynamadan akıtıyor içindekini duyu boşluklarıma. duyuyorum. karşılık vermiyorum. o ne derse aynını tekrarlıyorum. bir yıldızın söylediklerinden daha önemli ne söyleyebilirim ki? tutuldum. her anlamda. ışığı duyuyorum. görmeye çalışma boşuna. duy. sükûta kapıl ve duy. bu söyledikleri en büyük sır. atmosferden içeri sızan bir yıldızın son nefesleri. ölecek mi. hayır. yok olacak. yokluğu atmosferin yırtığını kapayacak. peki zaman? zaman dönerse ölürüm. ışığı duyuyor musun? sağırlaştı mı duyu boşlukların. ki onları açan kurtlardı eskiden seni kemiren. seni bitirdiler sandılar. ama duymaya başladın. ilk kez bir ışığı duyuyorken sağırlaşıyorsun. zaman dönerse ölürüm. zaman dönmezse yok olurum. yere düşmeyen dala bak. gövdenden kopan. göremiyor musun. ışık nerde? yıldız sustu mu? dal düşmekte mi? ölecek miyiz, yoksa. yok mu olacağız. korkuyor musun. ışığı korkuyor musun. tek bir his kaldı içimde. korku. korkuyla nefes alıyor. korkuyla işitiyor. korkuyla görüyorum. ışığı korkuyor musun? hangi ışığı? bu düşen dal benimdi. üstüne bastınız. gövdem sızıyor atfosmerin yırtığından. yıldız. silüet her şeyi saklıyor. zaman boşlukta. yok mu olacağız? ışık sızıyor. zaman sızıyor. silüet derin bir uyku gibi. ben sızıyorum. yok mu ola…….