Dizilere bile konu olmuştur “çocukluğuna dönmek kavramı” mizahi bir anlatımla. Oysa nasıl da gerçektir çocuklukta pürüz oluşturan mevzuların geleceği berbat edeceği. Babalı babasızlar vardır ki “Allah düşmanımın başına vermesin” durumudur. Babası ölmüş olanlar veya anne baba ayrılığı nedeniyle baba mahrumiyeti yaşayanların bu denli vahim degildir durumu. Var ama yok. Hayatın her aşamasında yoktur cismen ama ismen vardır bilirsin. Yaşamın en önemli dönemi olarak görülen, kişiliğin temelinin atıldığı ilk 6 yıl yoksa bu baba sıfatlı varlıklar sonrasında da olmasınlar bir zahmet.
En ihtiyaç duyduğun anlar onsuz geçer, güven duygun oluşması gerekirken yoktur piyasada, yıllar geçer adam olursun, meslek sahibisindir hooop hortlar ve piyasaya çıkar değme babalara taş çıkartacak civanmertlikte. Bir sen birde aile içindekiler bilir bu acı gerçeği.
Babada göremediğin üç kuruşluk şefkati iki tatlı dil kullanan adam müsvetteleri kullanır ve birden hayatında dönüp bakmayacağın adamlar hayatının merkezine oturur. Yıllar geçer hata ettiğini anlarsın hatandan dönersin bir şekilde ama baba sevgisi, şefkati, güveni doldurulmadigi ve doldurulması imkansız olduğundan bulursun kendini yine sahte baba sevgisi saçan adamlarda..
Baba olmaya karar vermek baba olmak demek değildir. Her babayiğitin harcı da değildir. Geride yüreği yarım kız çocukları ve onarılması güç yaralar bırakır böyle babalıklar.