Gece karanlık, insanlar kadar. İnsanlar yorgun, sanki bir yokuş çıkıyormuşçasına. Yürüyor sadece umutsuzca.Her şey ardında kalıyor. Sadece gidişi var bir de yanında getirdikleri. Biraz bilgi getiriyor yanında, nedendir bilinmez. Hoş işine yarayacak olmasa taşıyıp getirmezdi o kadar. Ayaklarını hissediyor. Rüzgar dolaşıyor ayaklarının altında.Üşüyor biraz ama aldırmıyor. Yokuşu çıkmaya devam ediyor o karanlıkta. Karanlığın ortasında sessiz, çirkin bir uğultu dolaşıyor. Kimse duymuyor. Duyuyorsa da duymamazlıktan geliyor, korkuyor çünkü. Birileri tarafından zarar görmekten, ezilmekten korkuyor. O da korkuyor. Bir yandan da kimseden korkum yok ayaklarına yatıyor. Fakat delicesine korkuyor. İzliyor sessizce, dinliyor uğultuyu. Bir yandan devam ediyor yokuşu çıkmaya ama yokuş bir türlü bitmiyor. Bazen yorulup bekliyor. Biraz dinleniyor biraz daha bilgi alıyor yanına ve tekrar devam ediyor çıkmaya. Yükü gittikçe artıyor. Yükü arttıkça uğultu da artıyor, korkuları da. “Ben güçlüyüm”diyor.”Ben bu yokuşu sağ salim çıkacağım, hem de sabaha kalmadan çıkacağım” diyor. Bacakları uyuşuyor yürümekten, biraz da elleri üşüyor. Bir kibrit yakıyor kaldırıma oturup. Sokağın zifiri karanlığını bir nebze de olsa aydınlatan kibritin alevine minnet duyarcasına bakıyor. Cebini yokluyor kalan son sigarasını bulmak için. Yokuşa dalıyor gözleri sigarasını yakarken. Derin düşüncelere dalıyor, unutuyor kendini o kaldırımda.
Birden aklına günün ağarmasına az kaldığı geliyor. Kalkıyor ayağa, devam ediyor acıdan kıvrana kıvrana yürümeye.Yokuş biter mi bilmiyor.Ama sabaha az kaldı,bunu hissediyor. Sabahı düşünüyor. Biraz heyecanlı. Uzun zaman olmuş güneş görmeyeli. Biraz da endişeli. Acaba göremeyecek miyim diyor sabahı. Yetişemeyecek miyim diyor. Ağlıyor biraz. Uğultu da devam ediyor zaten, korkutuyor adamcağızı. Korkmam dese de korkuyor, ondan ağlıyor belki de.Çocuk gibi ağlıyor. Sabahı görememe korkusu bahane.Bir şeyi çok istersen olmaz diyor.Olsa da istediğin gibi olmaz.Bakma sen o “insanoğlunun isteyip de yapamayacağı şey yoktur” diyenlere. Olmuyor işte. Olsaydı şimdiye bitmişti yokuş diyor. Oflaya oflaya devam ediyor çıkmaya. Uğultu azalıyor nedense. O ilerledikçe yok olur yavaş yavaş. Sonunda bitiyor yokuş, susuyor tamamen uğultu. Güneş de doğuyor masmavi bulutların arasından.
Günaydın diyor adam insanlığa .”tamam oluyormuş isteyince,çok isteyin”