Bi yol düşün. Upuzun. Gittikçe uzuyor.Nefesim daralıyor. Ve öleceğim ana daha da yaklaşmanın verdiği hüzün viskimi daha da sert hale getiriyor. Bu yolda attığım her adım, allah kahretsin ki beni çıkışı olmayan bir çukura düşürüyor. Karşıma çıkan kendini kaliteli sanan adamlara tevazu gösterirken de zamanımı çokça harcadım,harcıyorum. Odamın perdelerini takmak için tanıdığım 1.80 üstü adamlar da benimle birlikte bu yolda harcandılar,benim tarafımdan.. Gün geçmiyor. Gece olmuyor. Yol bitmiyor. Bulaşıkları yıkasın diye aynı ev tuttuğum arkadaşım,gitti.. Artık bütün işler bende. Çevremde insan tutamamamın cefasını çekiyorum. Ölmek için ucu sivri,can alıcı kılıçlardan kullanmama gerek yok. Yalnız kalmam yeterli..Ve hissiz. Neyse geç olmuş. 1 oda 1 salon evime gün ışığı vurmak üzere. Bu saatten sonra zaten uyku yok. Küpelerimi çıkardım. Ilık bir duş aldım. Salondaki büyük koltuğuma kurulup zencefilli çayımı yudumlarken o uzun ölüme yaklaşma yolunda attığım adımları saydım. Uyuyakalmışım.