Hayatımıza anlam katan, yaşamımızda mücadele etmemize sebep olan durumlar, olaylardır yükler. Bazı durumları kendimiz bir engel olarak görmezsek o durum bizim için bir yük gibi gelmez lakin bunun aksine gerçekten yük olmayan bir şeyi biz bir yük olarak görürsek o durum kendi başımıza açtığımız bir sorundan başka bir şey olamaz. İki çeşit yük vardır. Bunlardan birincisi sahip olduklarımızdan kaynaklı olarak var olanlardır. Maddi ve manevi olarak hayatımızda yer alırlar. Örneğin korumak zorunda olduğumuz bir nesne bir kişi sorumluluğumuz altındayken bizler için bir yüklük temsil eder. Bunun yanı sıra manevi olarak da haysiyet, karakter vs. gibi maddi olarak zarar görebilecek manevi temelli yüklerimiz de vardır. Bunları sıkısıkıya korumaya çalışırız çünkü yaşadığımız toplum içerisinde bu türden yükler, çevremizden göreceğimiz değeri de belirleyen etkenlerdendir. Bizi zayıf karakterli olarak gören insanlardan ne kadar kıymet verip bizimle hayatını paylaşır ki zaten. Bir diğer yük durumu ise sahip olunamamış olan yüklüklerdir. Bunlar ise gerek kendi kararımızı henüz veremediğimiz, yaşadığımız toplum için uygun olmayan fakat dillendirmek, göstermek için ramak kalmış durum ve düşüncelerimizdir. Özellikle bu örnek hayatımızın en temel noktasıdır çünkü hayatımıza yön verecek nokta bu yükle nasıl hareket ettiğimizdir. Bulunduğunuz çevreye uygun olmayan, kabul görmeyen bir düşünce ile ortaya çıkmak, bizlerin dışlanmasından, ötekeleştirilmesinden başka bir sonuca çıkarmama ihtimali yüksektir lakin içimizde dolup taşarken kendimizi gerçekleştirmek yani bize ait olanı yaşatabilmek için sabırsızlanırken muhtemelen ömrümüzde sahip olacağımız en büyük yükün altında kalmış olduğumuz anda bulunuruz. Öyle bir ağırlığı vardır ki ya kendimiz olma adına bir mücadeleye gireceğiz ve sonucunda olabilecek ağır zorluklara göğüs germemiz gerekecek ya da bu sonuçların ihtimalleri dahi gözümüzü öylesine şiddetli korkutacak ki yalnızca sahip olduğumuz düşünceleri hayallerimizde ya da ideallerimiz olarak bekleteceğiz ta ki bir sonraki cesaret tohumlarını yüreğimizde yeşertene kadar.