çoğu zaman ellerini başının arasına gözün buğulu uzaklara bakarken..
nefret edersin aldığın nefesten.. çoğu zamandan beri en mantıklı ihtimal haline gelir,nefessiz kalmak..
nefesin varlığıdır,nefessizliği hissetmek..
sırtında ağrı hissedersin tam ortasında bıçak saplanır gibi taaaa en derinlerde…
yetersiz ışık çarpar gözüne odada,gardrop renkleri alakasızdır odadaki kanepe ile..mavi,kahverengi,gri beyaz,mor…
yapamadığınız hiç bir şeyi,yapmışınız gibi kanıksamak dünyada düşebileceğiniz en büyük yanılgıdır belki de..
huydur belki sizde ki bilmiyorum ama en sihirli sözcüklerdendir ‘bilmiyorum’ diyebilmek…
bilmediklerinizi kabul ettikçe daha erdemli, daha bilinçli birey oluyorsunuz..
en azından bunu en iyi deneyen ben oldum.. bilmediğim ne konu varsa aptal aptal konuşuyordum…
beyni sikik salaklar gibi.. bu tabirleri kullanıyorum ki tam da özetleyen kelime odur.
küfre takılmayın gerekli yerde kullanılmalı..
bu saçmalıktan kurtulduktan sonra daha mantıklı bir adam oldum….
en azından aynaya bakınca ben öyle görüyorum.. edebi açıdan pek birşeyler yansıtabileceğim bir yazı olmayacak genel olarak ama içinizdekileri dökmenize yardımcı olacağım..
okurken devamında hayatınız sikilebilir.. en azından bitirdikten sonra kafanızda soru işaretleri çoğalır…
mümkünse ;
bilmediğinize yorum yapmayın
tahammülsüz olduğunu bildiğiniz insanlara laf anlatmaya kalkmayın
karşınızdakini tek seferde dinleyip anlayın
samimi olun bütün eylemlerinizde
yalanı ölçülü söyleyin ki karşınızdaki sizdeki sahtekarlık derecesine not verebilsin
yaptığını iş de yavşaklık peşinde olmayın
konudan konuya geçip dinleme hadisesini zorlaştırmayın
hayalleriniz tutarlı olsun, götünde don durmayan çocuk gibi salça olmayın herşeye
tabularınızdan sıyrılın
umutsuz yaşamayın…
canınızı yakanın hayatını sikin!
söyleyeceklerim bu kadar…