Herkes mi özler Sevdiğini? Körü körüne bağlılık nedir? Bir duyguyu kağıtlara dökmek midir? Hep bu eleştiri üzerine döner çoğu zaman hayat. Kimse neden özlediğini sorgulamaz; bize bunları yaptıran nedir? Belki de bir tutam sevgidir. Şaka bir yana da dostum, harbi nedir bu Aşk..
Hali vakti yerinde olan insanlar da sever. En yoksulu dâhil, en mutsuzu da sever. İnsan severken mi mutludur? Yoksa mutluyken mi sever? Bu sorulara net bir cevap vermek zaman alır. Bir kere âşık olma şansımız var gibi, hayatımda yaşadığım en acımasız duygu bu olsaydı gerek, hani derler ya yemeden içmeden kesilirsin, işte aynen de öyle dedikleri gibi oluyormuş. Kara sevda derlermişti eskiden bu tutkuya; “aşk” kelimesi günümüz gençlerinin en çok kullandığı tabir olsa da.
Yüzyıllarca her dönem yaşamış bu kara sevda, ne devlet adamları, ne ünlüler, ne düşünürler eskitmiş. Kimi zaman hayatları mahvetmiş, doğruyu bulunca da hayatına nefes olmuş insanın. Hani dedim ya; doğruyu bulunca, işte herkesin bu kadar şansı yaver gider mi? bilinmez. Kimi zaman bir tutku olur yüreğiniz de, lakin o tutku bir karşılık bulmazsa ilmek ilmek acı katar yüreğinize. Yaşadığım den kötü duygu da bu olsa gerekti velhasıl. İnsanın fikir sanatı sadece gönlünü kaptırdığına çalışır mı? Çalışıyordu işte. Gözünü ilk açtığım anda İlk lokmamda aklıma düşüyordu. Ne acı bir duyguydu Allah’ım, Belki de; düşünüyorum yaratıcının cezalarından en çetini bu olsa gerekti.
ilhan AKTAŞ