Tınısını sevdiğim Yunan ezgileri.. Geçmişten geleceğe sürüklüyor insanı..
”Geç olmuştu, kalkma vakti gelmişti artık. Hiç gidemeyecekmiş gibi gözüken adam hiç haber vermeden kalkacaktı. Hayatın en önemli sahnesi verilmiş olan kararda kararlılık ile sürdürülen bir yaşamın karakter alma biçimi idi. Çıktım, Beyoğlu alabildiğince sessiz kalabalıklar halindeydi. Taksiye binecek oldum, sana gelmem için yürümem gerekiyormuş. Uğraşacağım bir kadın edası ışıldadı gözlerimde.. Sadece selamlaştık; aynı şehrin ayrı yataklarında ortak bir uykuya daldık. Sabah olmuştu, gün seni aydınlatacak kadar güneş, içini göreceğim kadar mavi, yaşlanabileceğim kadar esmer ve ‘kokun kadın.. kokun!’ diyebileceğim kadar toprak idi.. Akşam oldu..
Beyoğlu’ndan Galata’ya doğru inerken rastladım sana.. Üzerinde beyaz bir elbise vardı.
Beyoğlu’ndan Galata’ya inerken rastladım sana.. Geçmişten gelen bir ezgi gibi iniyordun aşağı..
Beyoğlu’ndan Galata’ya inerken rastladım sana.. Kokun dedim kadın kokun bana birçok şeyi yeniden hatırlatıyor.
Galata’ya yalnızlar inermiş, bir eski Ermeni inanışı imiş. Balık Pazarı’ndan ikinci sağa, oradan da ilk sola.. Yanlış hatırlamıyorsam üçüncü meyhane.. Mey’hane! İşte o gece..
Beyoğlu’ndan Galata’ya inerken rastladım sana.. Karanlık bakan gözlerinin ışığında.. Hadi dedim, zaman dedin, tamam dedim, bekle dedin, geldim dedim, zaman güzel dedin..”
Ermeni dostlarımın anısına Beyoğlu’ndan Galata’ya sensiz inmeyeceğim bir daha…
Kutay Yücelen
15.09.2015