Yağmurlu bir Eylül sabahı. Karanlık, dar, tütün kokan sokaklarda elleri cebinde, kapşon’ u çekik bir genç hızlı adımlarla yürüyor. Saat altı’ yı beş geçiyordu. Devlet baba saatleri ileri almadığı için hava henüz aydınlanmadı. Devriye atan polislerin telsizine takılan ihbarsa; Uzun saçlı, Siyah pantalon, mavi t shirt’li 23 yalarında genç aranıyor.
– Evet telsiz’deki eşgal bana ait.’ Merak ediyorsanız kendinizi hikayeye kaptırın, Okuduğunuz her kelimeyi, daha önce gördüğünüz bir obje, hatıra veya anı’ ile bir araya getirin.’
Mahalleme girmeden önce son köşeyi döndüğümde ellerim, cebimde kalan son sigarayı arıyordu. Arka cebimden çıkardığım çakmak’ ile sigaramı ateşledim. Karmaşık duygular ve heyecan için’de evime döner’ iken. Sesinden anladım.. Farları yanmıyordu ama gecenin bu saat’ inde ekip arabasından başka birşey olmadığını biliyordum. Öksürüyor gibi yapıp, yüzümü göstermemek için kafamı ters yöne çevirdim ve soğuk kanlılıkla ekip arabasının usulca yanımdan geçmesini bekledim. Bir tanesini atlatmıştım peki ya evimin önündekini nasıl atlatacağım?
Aahh en sevdiğim lafımdır; ‘olaya kapıl, hep doğaçlama.’ Aranan ben değilim fakat herşey yolunda gitmez’ ise gerçekten afallamış olurum. Biraz oyun oynamaya ne dersin?
Evimin olduğu sokağın başındayım ve apartmanımın kapısında, beni bekleyen iki polis. Elimde ki dosyaları yanı başımdaki evin kapısının altından içeri attım ve bodrum katındaki cama tıklayarak mesajı verdim. Cep telefonumu elime alıp konuşuyormuşum gibi davranıp ilgiyi üzerime çekip, cebimden bir şey çıkartıyormuş gibi yaptığım şeyi gizlemeye çalışarak yere attım. dikkat çektiğimi biliyorum fazla uğraşmak istemedim. Konuşmayı sonlandırıp apartmana giriş yapacaktım ki of yine kimlik muhabbeti.
Kimliği gösterip kim olduğumu anladıklarında, bozuk ve aksanı anlaşılmayan bir şive ile;
– Kardeş bizimle bi karakola kadar gel sen.
Karakola gitmeyi red etmedim, açık verseydim eğer emin olun ki çoktan gözaltına alınıp bugün saat dokuz’da savcılığa sevk edilmiştim. Nazik bir davet olduğu için reddetmem şüphe uyandıracağından kabul ettim. Ekip arabasına girip, hayali yere attığım eşyayı arayıp bulamayan memur’ u keyif’ ile izledim..