Kafan allak bullak. Dağınık sende her şey; dağılıyorsun her bir sohbette, şarkıda, hatırada ,resimde ve hatta kuşun uçuşunda, uçağın kalkışında… Haykırmak istiyorsun sesinin çıkmayacağını bile bile , çığlıklar atmak sessiz çığlıklar olacağını bile bile , boğazını yırtmak. Biri geliyor oturuyor anlatıyorsun, anlatabildiğini sanıyorsun onun anladığını sanıyorsun. Ahh! ona da yazık sen sadece vızıldıyorsun oysaki. Yirmi dakikalığına gelen koca huzur ve hafifleme. Kafanı saran o sisler işte o sislerin arasından parıldayan bir ışık ve sonra bir anda seni karanlık çığlıklarına geri çeken dibe sürükleyen koca bir ağırlık: ” Anlamaya çalışıyorum tabi ama ne hissettiğini bilemem .”
Ama olsun diyorsun ben böyleyim seviyorum karanlık çığlılarımı ve parıldayan ışığımı ,seviyorum …