İnanmazsın ama bi sürü hayal kuruyorum ben de. Öyle dışarıdan göründüğüm kadar mantıklı olmayan hayaller. Ama seninle tek farkımız ben onların asla gerçekleşmeyeceğini biliyorum. Ögrendim. Bazen Ögrenmeli insan ve en iğrenç şey olan öğrendiği şeyi kabullenmeli.Ama ara sıra küçük hava delikleri gibi olan hayaller de kurabilmeli ki karton kutusuna konulmuş bir yavru kedi gibi havasızlıktan ölmesin (kedileri de hiç sevmem bu arada ).
Şimdi ne yazıyorum ben, kime yazıyorum yazabilecegim biri var mı? Yok.İşte hayal kurup nefes almaya çalışıyorum. Hiç olmayan ve olamayacak birine yazarak. Yani sen benim küçük hava deliğimsin.
Diğerlerinin arasında( ben hariç olan diğer insanlar)öyle çok sıkılıyorum ki, kıvrılıp uyumak istiyorum. Onlar susana ve benim için gereksiz bedenlerini görmeyene kadar uyumak. Çok acımasızım di mi?
Yalnız kalsam ama şöyle tamamen yalnız. Yani bana şu ögrettikleri saçma bilgilerle doldurulmamış olsa kafam, küçük de olsa olmasa korkularım, etrafımı saran insanlar olmasa, yeni doğmuş bebek gibi olsam ama terkedilmiş, bunun için üzülmeyen. Belki mutluluğa erişebilirim. Ara sıra ucunu yakalar gibi oluyorum ama içimdeki şeyler ondan daha hızlı, aniden saklayıveriyorlar onu kilitli çekmecelerimin içine ki anahtarları bende bile yok.
İcimdeki bu his anatomik olarak iman tahtasının alt ucundan yukarıya doğru çıkıp göğsümde yaklaşık 50kg’lık bir ağırlık uyguluyor. Bazen kaburgalarımın çatlama seslerini duyuyorum.Ağır hem de çok. Bütün bi ömür çok uzun. Ne yapmalıyım? Hadi bana akıl ver hiç olmayan hiç doğmayacak insan.
Kusura bakma yakının olmadığı için selam kısmını geçtim.
Seni hep hayal edecek insan
GÖKYÜZÜ MAVİSİ