Hoş, ama bir o kadar da ağlamaklı yüz ifadesi, Bu rüyada, romanda kaybeden ya ana karakter ya da sevdikleri, Ya kendisi ölmek zorunda ya da içindeki hisleri…
Bir akşam üzeri olmak var bu sevdada Gidiyorum… Kulağına gül takmış akşamların sabahına Odamda viran olmuş bir şehir bırakarak Kedim… Kim bilir daha ne kadar bakacak akşamsefasına Bütün güzelliklerini bu…
raslantısal olan bir ortamdan özüne dönerken insan hiç zorlanmıyormuş.. #MayısÇayı yazısı üzerine bir deneme fırsatı olarak gelişen sürrealistliğin üzerine çok sürmedi bazı şeyleri az ya da çok yaşıyor oluuşum, üstelik…
Uykusuz gecelerin bir nedeni olmalıYa da bitmeli soğuk yataktaki bu savaş.İğne iğne batarken yokluğun bedenimeSarmalısın ruhu varlığınla yavaş yavaş Kapanmalı artık yürekteki bu derin yaraSusup sarılmak vakti eşsiz yâr’aRuh bedenden…
Maviş, kaç gün oldu ağzını bıçak açmıyor. Darıldın mı Hayal Deniz’ine? Yoksa Martılar mı kırdı kalbini? Daha neler! Benim Martıyla ne işim olur? Ne hayal! Ne de gerçek! Deniz’e de…
Değerli dostlar! Bu gün sizinle, pinterest’te yayınlanan bir resim ve altındaki yazıyı paylaşmak istiyorum. Yazılanları okuyunca ve metin üstündeki siyah beyaz resme bakınca ister acı acı tebessüm edin, isterseniz ağlanacak…
Her ne kadar yeni bir şeyler yazmak istesem de, son bir yıldır pandemi yüzünden hiç yeni bir şey olmadı. Eskiyle yetinmekten epey bunalmış durumdayım. Ayrıca okul kazanıp gidememek de cabası……
Seyreltilmiş acılarla diri tutuyorum Öfkemi şehrin kamburlarında Ve yüklenip şehri geçtiğim oluyor. Ağaran bir yol seçiyorum saçlarının ortasından Tam ortasından okuyorum kitabı Tanıdım keskin tutan,yırtılan parmaklarımla diviti. Alnıma dokunduğunda beliren…
Bir gün bakarsın yıldızlara, Yaklaşmak için huzura, uzak diyarlara, Gözlerini kapatıp kaybolursun karanlıkta, Kurtarmasını bekleme kimsenin seni o karanlıkta, Elini uzat ve yetiş, güzel geleceğin için. Uzak değil yıldızlar, bu…
Sonunda buradayım işte. Başlayalım artık. bu sefer uzun zamandır üstüne düşündüğüm, sık sık neden diye sorguladığım bir o kadar da can mı sıkan beni huzursuz eden ne olacak bunun sonu…
Bardaklar doluyor her içtiğimde,Doluyor gözlerim gibi seni düşündüğümdeİnatla içiyorum her seferindeYalanlarına inandığım gibi her söylediğinde Kandırıyor zaman biziHer şeyin ilacıyım, öyle diyorO zaman neden eczanelerde hiçZaman satılmıyor? Oysa ki gülüşlerin…
-merakımdan soruyorum, kaç yaşındasın?+25 ama bir ay önce 26 oldum, tam olarak bunu hala kendime itiraf edemiyorum..– cevabını biliyorum ama neden ?+benim dilimden mi yazacaksın bu defa, sen normalde birinci…
Bizler hem güneşi sever olmuşuzHem de bu kadar nankörOysa iki gemininde kaptanı olmaya çalışırkenBirle yetinmeyen olmuşuzHani bizler ki martılara simit atanHani bizler ki hayvanların başını okşayanİyilik karşımızdakinin gözüne sokmak için…
Şizofreni Nedir? İnsan ve yalnızlığı. Sen ve ruhunun gelişiminin hastalık orantısı yüzünden hayaller hayatlar arasına sıkışmış birhayatın yalancısı. Bunun hayata olan katkısı yerin kulağı ve Allah’ın hakkı doğru olandan yana…
Derinine işlediğin büyük günahların korkusudur hüzün. Bunu unutma olur mu? Ve bizi güzel hatırla. Düşüyorum… Tutunmalısın. Sesini duyamıyorum… Dünya insanların ikiyüzlülüğünden örülmüş bir buz tabakası. Üşüyorsun. Sesimi duyuyor musun? Burası…