Basligi okuyup, “buldun mu peki?” diye merak ediyorsan en basindan, bulsaydim o sonsuzluga ben de karismis olurdum diye cevap verecegim.
Zoru sevenler kervaninin bayrakli temsilcisisin yani mi diyorsun?
Hakkini vererek cok para kazanmak zor mesela, Picasso’nun resimini cizerken neler düsündügünü anlamak zordur, kahve yaparken icine ne kadar süt koyacigina karar veremeyip süt koymasam da olur mu ki diye düsünürken bir yandan da bosa zaman kaybettigini kabullenmek zordur, kirmizi ruj mu, pembe ruj mu ikilemi zordur, dantelli mi dantelsiz mi ikilemi de zordur, yatakta mi tezgahta mi diye düsünürken kadininla gececek dakikalarini harcadigini sonradan farketmek, cok zordur, hele ki, tenis oynarkan capraza düsen topa kosarak vurup paralelde dip cizgiye düsürmek “kanli manli zor”dur. Zevki sonsuzlukta aramak zor mu dersen yani, zordan ne anladigina bagli diyecegim.
Simdi de sonsuzluk sevgide be düdük, bosuna bakiniyorsun diyenleriniz var duydum. Simdiye kadar ki hangi sevgin seni en az bir kez bile yari yolda birakmadi? sorusunu carpiyorum yüzüne. Iste, belki unuttun, belki unutmayi sectin, olmadi Tanrim versin cezasini diyip rahatladin. Peki bunlari okudugunda kalbinin o en sakli yerindeki kipirtiyi neden hissettin ki simdi durduk yere? Sevmek bedel ödemektir, düsmem de ucarim diye bir gökdelenin catisindan kendini asagi birakmaktir. Klasik hikayelerdeki gibi ucurumdan atlatabilirdim seni ama, cok seviyorsan ucurumda ne isin var be kardesim? Son baktigimda ucurumun yakinlarinda sevdiklerimiz yasamiyordu. Ucurum bulana kadar yürüyeceksen isimiz var yani.
Öyle iste. Ben kalktim yerimden, bildigin sonsuzlugu aramaya ciktim. Hazza olan karsi koyamadigim bagliligimi farkettigimden beri yoldayim sanirim. Arada bir durakladim tabi, yoruluyor insan degil mi? Fakat her durakladigimda yasananlardan cok mutlu olsam da devaminda merhametimden yitirdigimi, sevgiye biraz daha inanmamaya basladigimi farkedince malum, yürümeye devam etmek en mantikli care gibi geldi. Hic bir yere ait olmayan bir ruhtan bahsediyorum sana, aslinda ait olamamaktan. Tabi bunu anlaman icin benim bir cümlemin icine alt ifadeler serptigimi biliyor olman gerek. Epey sinir bozucu bir insanim yani, evet aynen öyle.
Önünde iki ayri yol var; biri sakin güzel bir sahil yolu digeri, yukari ciktiginda denizin sonsuzlugunu bile görebildigin cok dik bir yokus. Iste ben hep o yokusu tercih ettim. Sahildeki dalgalarin huzuru benim huzursuzlugumu dindirmeye yetmedi, ben huzuru sonsuzlukta aradim. Sonsuz kalmayi basarabilecek kadar degil, sonsuz olabilecek kadar güclü ve güzelligi zamana meydan okuyabilecek kadar essiz birseye.
Benim sonsuzlugum hazlardan yapilmis melodi soyut bir enerji, peki senin sonsuzlugun?
Can alici soruyu sorup havali bir cekip gitme senaryosunu oynamiyoruz simdi. Sonucta soyut bir hazzi arayan bir cilginim ben, alisila gelmislerden uzagim diye de hava atamam tabi ama simdi bir kahve sahane olur diyorum ben, gercekten kendini verip okuduysan buraya kadar seni epey yormus olmaliyim, yani diyorum ki sen de bir kahve hazirla kendine. Sonsuzluk nasilsa bulunur,
ama
sen yine de inanma bence. Kahve.