Bir Deniz Gezmiş belgeselinin girişinde “Delikanlım iyi bak yıldızlara” diye sesleniyordu Tuncel Kurtiz. Onunla ilk tanışmam nasıl oldu bilmiyorum ama böyle olduğunu varsayıyorum. Nazım Hikmet’in bu şiiri, en güzel Deniz Gezmiş’e yakışıyorsa, seslendirilmesini de Tuncel Kurtiz’den daha iyi kimse yapamazdı. Şiir yazmak işçilik gerektiren bir sanat, şiiri seslendirebilme yeteneği duygunun ruha enjekte edilmesini kolaylaştıran bir iğne. Tuncel Kurtiz’in sesinden kaç iğne vuruldu ruhumuza, belirsiz.
yorgunum ustam;
ne katıksız somun isterim senden,
ne bir tas su,
ne taş yastıkta bir gece uykusu.
var gücünle asıl sükunetime,
çığlığım kopsun,
uzat ellerini güneşe dokun,
uyandır uykusundan,
tut yüreğimden ustam tut,
tut beni, sür güne…
Bir şiir ki onun sesiyle okuduğum, onunla bütünleşmiş şiirler. Tut Yüreğimden Ustam.
Tuncel Kurtiz adının altında onlarca sinema filmi yatıyor. Tiyatroyla başladığı yolda kendini sinema oyuncusu olarak bulmuş. Yeşilçam’dan, Hollywood’a kadar birçok yapımda yer almış. En eski bildiğim filmi “Umut”, hele ki o filmde Yılmaz Güney’le yolculuk yaparken “fakirin yüzü soğuktur, para insanı sıcak tutar” sohbeti unutulmayacaklardan. Üniversite zamanından tanıştığı gönül bağı kurduğu bir isim Yılmaz Güney, Öyle ki “Bir gün ölürsem eğer, Yılmaz Güney’i göresim gelmiştir.” sözü geliyor aklıma. İyi arkadaşlardı, Yılmaz Güney filminde küçük bir rol yazmış olsa bile buna rağmen hep yanımda dur yanımda ol diyordu. Çok sonra Tuncel Kurtiz bir röportajında nasıl tanıştıklarını anlatırken ikimizde duygusaldık, ikimizde eşitsizlikleri görebiliyorduk, birer genç Don Kişot’tuk, böylece yakınlaştık demişti.
“Duvar” filminde mapushanede ki çocukların tek sevdiği gardiyan olarak hatırlıyorum onu, kirli insanlar arasında çocuklar için umuttu. “Sürü” filminde Tarik Akan’la birlikte başrolü paylaşıyorlardı, bir sahnede Tuncel Kurtiz’in filmdeki ismiyle Hamo Ağa’nın kalabalık bir meydanda insanların arasından bağırarak koşturarak geçtiği görülüyor. O esnada etraftaki insanların tepkisi çok ilginç ve aslında doğal çünkü kimse bunun bir sinema filmi çekimi olduğunu bilmiyor kameralar gizlice yerleştirilmiş, tepkiler gerçek, girdiği her rolün hakkını veriyor. Birçok dizide oynuyor ama aklımızda en çok yer eden rolü Ezel’de ki Ramiz Dayı oluyor. İçten geliyor insanlara, seviliyor.
Bana öyle geliyor ki onun sesinden çıkan bir cümle artık onun oluyor. Yakmasını da biliyor, durgun suları sessizce seyrettirmesini de.
Ölümünün 7.yıldönümünde özlem, saygıyla büyük usta.