Yalana inanmaktan daha muhteşem bir şey olabilir miydi hayatınızda? Yalan gibi yaşamak, yalan gibi bakmak, yalanın köküne inmek ama indiğinizi hissetirmemek. Bundan daha muhteşem bir şey varsa o da sizinle birlikte yalanınıza inananlardır. Gün aşırı saatlerde yalanlar kendilerini gizleyemez, yüzeye çıkar çünkü nefes almaları gerekir, siz ise yalanları görürsünüz ama nedensiz yine o yalana inanırsınız çünkü elinizde değildir seçim şansınız yoktur. Bir süre sonra kalbinize giden damar ile beyninize giden sinir çatışmaya başlar, bir birlerine değmeye başlarlar ve sizin çok canınız acır öyle canınız acır ki intiharı bile düşünebilirsiniz çünkü tek kurtuluşun kendinizi bu evrenden silmek olduğunu şartlanmışsınızdır. Bir yalan uydurdum ona bir isim verdim, bir kaç özellik ekledim ama bir şeyi unuttum, ya bu yalanın içinde bir yalan daha varsa, karşımdaki dürüst kişi bu yalanın içinde ki yalanı fark ettikten sonra aptal mı olacak yoksa o an için kafamı gövdemden koparacak bir cellat mı? Bence aptalı oynaması daha muhtemel çünkü onu kendime şartlandırdım istese de koparamaz yazık olurdu. İnsana tatmadığı duyguları verdikten sonra birer bağımlı hale gelirler siz onu, o duygulardan mahrum bıraktığınız an kapınızda bitiverirler işte bu da bizim zayıf noktamız, bunu köreltip hayatıma devam etmeliyim yoksa kafa koparmak isteyen tek kişi ben olurum.