Serin bir rüzgâr esiyor Karadeniz’den tatlı tatlı Sevmeyi düşünüyorum Seher vakti Başım dönüyor Ayakta zor duruyorum Arkamda uzanan sokağın Solunda bir çay ocağı var Taze çayın kokusunu alıyorum Duyuyorum çayını…
Gündüzünde heyeCAN vardır senin Akşamında acı tatlı bir telaş Gecende kavruk yürekler Göz yaşları acılar hüzünler birde o vardır Ey heybetli masum, ey çocuksu yaşlı Sen o hınzır şehir İstanbul’sun…
Dağın ağzında durmakta bir çocuk Dilinde sevda türküsü Bildiği tek şey… Yüzü masum, yüreği temiz Elinde mavzer Mavzer ki cehennem bileti Soğuk demir Gözleri yaşlı, yüzü donmuş Kar sularını biriktirmiş…
Sessizlikte duyulur ölülerin çığlığı Duyan var mı o sesleri? Ruhlar karanlığın içinde Gören var mı onları? Katiller, hırsızlar bağırıyor sessizliğe “Tutun elimizden dünyadaki ölüler Farkında mısınız siz de bizim gibi…