Tarih, insanlık kadar eskidir. Ve Tarihini bilirsen geleceğini bilirsin. Uzatmadan direk konuya geçelim. Elbette ki tarih eğitimi dünya da her devlette verilmektedir. Ve her ülke belli başlı tarih müfredatı doğrultusunda eğitimini sağlamaktadır. Tabi çok çeşitlilik bu konuda sabittir. Tarih eğitiminin en güzel yanı geçmişi bildirmek ve öğretmektir. Nice devletlerin gelip geçtiği dünyaya bir defa da olsa bakmaktır. Ve bunun üzerine çok çalışkan ve zeki yöneticileri iyice tanımaktır. Bu bilgi doğrultusunda geleceğe daha iyi bir bakış açısı ile bakmaktır. Tarih eğitimi, öğrenciye dünyanın hem siyasal hem sosyal hem de ekonomik açıdan ne gibi evreler geçirdiği ve ne çeşit devletlerin başa geçtiğini öğretmektedir. Bu eğitimi hafife almak bana göre ahmaklıktır. Bunun konu hakkında Cevdet paşanın bu güzel sözünü eklememek olmaz. “Tarih bilmeyen diplomat, pusuladan anlamayan kaptana benzer, her ikisinde de karaya oturma tehlikesi, kaçınılmaz sonuçtur.” İşte tarih bilmek için diplomat olmaya gerek yok. Tarihin etkisi büyüktür. Koskoca dünyanın elbette dünya tarihi vardır. İşte eğitimin burada rolü yüksektir. Tarih eğitimi, ezber bir eğitim olarak görülse de asla ve asla öyle bir yöntem ile öğretilecek ve bilinecek bir alan/dal değildir. Tarih bilimdir ve ilimdir. Ezber eğitimin yaygınlaştığı bu ülkemizde önüne maalesef geçemesek de bu alanın sadece sınavlar için çalışılması, ezberlenmesi ayrı bir durumdur. Tarih eğitimi genel ve geniş bir eğitim çerçevesi içerisinde var olan bir alandır. Öğrencileri sınav için eğitmek, tarihi hafife alıyoruz manasına gelmektedir. Bugün geçmişini bilen nice devletler gelecek dünyaya kiminle adım atmaları konusunda tekrar tekrar düşünmektedirler. Özellikle Türkiye için tarih eğiminin müfredatı çok geniş olmalıdır ki tarihsel verilerimiz bir o kadar çoktur. İşte bu konuda çok iyi davranmamız gereken kaideler mevcuttur. Dünyayı yöneten bir geçmişimiz var bizim ordularımız, kültürümüz ve sanatımız var bizim nitekim dünyayı titreten Türk hükümdarlarımız var bizim. Bu yüzden tarih eğitiminin çok daha iyi olması gerekiyor fakat şöyle baktığımız zaman hafife alınan bir alan/ders olarak gözükmekte.
Türkler tarih konusunda çok daha ilerdedir. İlber hocanın dediği gibi “Türkler olmadan dünya tarihi yazmak mümkün değildir.” Övünülecek bir tarihe ve bir kültürel mirasa sahibiz fakat bunu öğretemiyoruz. Çok ta hafife alıyoruz bu çok yanlış bir tutumdur. Sadece genç nesil için değil geçmişini ve tarihini bilmeyen her toplum gelecekte tekrar bir yıkıma uğrar. Geçmişi iyi bilelim ki geleceğimizin temellerini bilelim. Bu sebepten ötürü tarih eğitimi konusunda öğrencilere ezberci bir tutumdan çok eğitsel ve düşünsel tarih eğitimi verilmesi lazım. İşte bu konuda biz Türkler yani Türkiye’nin bu konu hakkında eğitim müfredatını daha geniş tutması ve daha iyi eğitim için elinden geleni yapması mümkün olmalıdır.
Bizler tarih alanında çok zenginiz gerek ülkemiz gerek ise tarihte görülen devletlerimiz ve ordularımız. Bunu eğitimimize eklemeli ve müfredatımızı yenilemeli hatta ve hatta tarih eğitimini sıkılaştırmalıyız. Ve şunu unutmayalım ki Tarihi öğrenmeyenler, onu tekrar yaşamak zorunda kalırlar.