İşte kalemim, işte kağıdım.
Artık yazabilirim dostlar!
Boğazıma düğümlenen kelimeleri
Bardaklar dolusu mutluluğu içebilirim artık!
Üstüme dökebilirim bardaktan taşan mutluluğu
Ya da arta kalanını
Silebilirim kolunun kenarıyla.
İşte kalemim, işte kağıdım.
Artık yazabilirim dostlar!
Hissetmeden de yaşayabilirim
Hayatın güzelliğini.
Çuvallar dolusu yıldızı
Avuçlayabilirim artık!
Bir yağmur damlasının içinde
Düşebilirim yere.
Bir zürafanın halini hatrını
Sorabilirim mesela
Ya da sırf düzeni bozmak için
Bir gece bir bankta uyuyabilirim.
Evet evet!
Ben bu gece uyumak zorunda değilim
Koskoca upuzun bir gece
Ve ben uyumayacağım dostlar!
Havadan ve sudan söz edeceğim mezarlıklarda
Dans edeceğim ölülerle
Dansa kaldıracağım güzel bayanları
Ya da
Gökyüzüne dev bir salıncak kuracağım
Kucaklayacağım bütün çocukları bellerinden
Ve sallayacağım ölesiye!
Güzel yüzler göreceğim dostlar!
Gülen gözler göreceğim.
İşte kalemin işte kağıdım
Artık yazacağım dostlar
Artık yaşayacağım.
Bir karıncanın adımlarında
Bir kuşun kanatlarında
Bir okyanusun derinliklerinde
Bir rüzgar esintisinde
Bir gün doğumunda
Ben hep yaşayacağım.
Dağlardaki çobanın düşlerinde yaşayacağım.
Bir şairin mısralarında, bir çocuğun gülüşlerinde yaşayacağım.
Ben yaşayacağım dostlar!
Ben yaşatacağım.
Çünkü ölmek;
Akıl karı değil.