ölürsem kabrime gelme istemem..
ama yaşarken bi paket malbuşunu alırım ismail..
sattım kaderimi balıklara..
bir de baktım çinekop şarap içiyo..
ver dedim kaderimi geri şarabı nerden buldun lan çinekop..
o sırada köpek balığı peydah oldu bi anda..
gelmiş bana hesap soruyor..
ben ne köpekler gördüm ağzında kemik yok..
ne kemikler gördüm içinde ilik yok..
sen kimsin söle balina gelsin ulan..
şarabımı vermem kimseye..
aç bana müzeyyen ablayı..
git yatır şu elektrik faturasını ismail..
yine yıldızlı bir gecenin kralıyım..
denizde yakamoz,yerde yakamoz..
tükürmeyin lan şu yerlere!..
rahmetli de çok tükürürdü..
kusardı kinini yerlere..
onun geçtiği yerler yıldız bahçesi gibiydi..
bazen kara deliklere kapılırdık basarken yere..
kendimi bulurdum amansız karanlıklarda..
korkardım biraz..
tükür derdim recep abiye.
kurtar beni bu kara delikten.
oysa o napardı gelir üzerime sıçardı..
meğerse benim kara deliğim kanalizasyon çukuruymuş a ismail.
insan bi el atar dimi piç.
dali yi görürdüm o çukurda,bıyıkları gözüme girerdi.
bazen bir bokla konuşurdum.
bana içini dökerdi.
biraz fındık biraz fasulye.
bende ona şarap sunardım.
cıgara verirdim içmezdi.
sürünürdüm aralarında.
dert yanarlardı senden benden bizden.
ama keskin bi amonyak geldiğinde.
anlardım ki yağmur yağıyo üzerimize.
ama heryere yağmazdı.
sadece üzerime yağardı.
aniden boklar dönüşüverirdi bir yılana.
yağmur ise toprağa..
hareket edemezdim..
sıkışıp kalmıştım bu koca boşlukta..
sorardım yılanlara ben ne arıyorum burda..
nereye gitti boklar.
derlerdi bana,boklar ve bokluklar yukarıda kaldı.
toprak hiçlik kokuyordu,hava ise piçlik.
nefes almıyordum sanki..
gözlerim kapanıyordu tekrar..
karanlık çok sonra değildi.Bir kaç saniye sonra..
ve ardından göz kapakları kepenk kapattı..
tekrar ne zaman açıldı bilmiyorum ama..
kendimi bulduğumda suyun altındaydım..
balığa dönüşmüştüm..
bir çinekoptum ben..
elimde şarabım içiyordum..
ve bi yandan sakallı bir adam kıyıda kendi kendine konuşuyordu..
kaderini satmıştı bana..
ben ise ona sonsuzluğu..