Ankara, 23 Nisan’a yoğun kar yağışı ile uyandı. Lütfen elimizi vicdanımıza koyarak hep birlikte düşünelim. Bu bir tesadüf mü? Yoksa çok partili rejime geçtikten 70 yıl sonra; sandıkta yaşanan, gasp ve hırsızlığı protestosu edemeyen halka, doğanın yağan karla soğuk bir uyarısı mı?
Okuyanlar hatırlayacaktır, 13 Nisan’da; çocukların yaşayacağı On Yedi Nisan’ı Çiçeklerin kokusu bir başka bugün, Daha sıcak güneşin doğuşu bugün! Şiir’le şarkıyla uyanmak istiyor insan, Çocuk daha şen daha mutlu 23 Nisan mısralarıyla cumhuriyete sahip çıkacağımızı öngrmüş ve kendinden emin paylaşmıştım.Lakin “atı (ç)alan Üsküdar’ı geçti” yaya kaldık şimdi.
Ne on yedi nisan’da çiçeklerin kokusu başkaydı ne de 23 Nisan’da çocuklar daha şen!
Anadolu üzgün! Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara lapa lapa kar altında!
Saymadım kaç yıl geçti, çocukluğumdan beri kutladığım hiçbir 23 Nisan’da kar yağdığını hatırlamıyorum.
Bazen ince ince bazen de sağanak bereket yağardı, ıslanırdık yağan o yağmurda. Saçlarımızdan süzülen yağmur tanecikleri, damla damla dökülürdü alnımızdan yüzümüze!
Islanırdı beyaz yakamız, siyah önlüğümüz. Varsın ıslanırsa ıslansın, hiç aldırmazdık yağan yağmura.
Hep gülerdi yüzümüz. Çünkü çocuk bayramıydı 23 Nisan! Ve biz cumhuriyet çocuğuyduk.
Şimdi öyle mi?
Türkiye’nin rotası çevrilmiş, ortaçağa. Obama’nın, PKK’nın, PYD’nin Fetö’nün kandırdığı; reis var kaptan köşkünde.
Anlayacağınız “Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” hem de dilimizde demokrasi türküsü, meydanlarda demokrasi levhası yaza yaza.
Millet iradesi mi?
Rahmetli Sakarya Meydan Muharebesinin muzaffer komutanı İnönü yaşasa “Hadi Canım Sende” der, 1946 yılında bizde halkın iradesini gasp etmiş millet iradesi demiştik diye bıyık altından gülerdi.
23 Nisan Egemenlik ve çocuk bayramınız kutlu olsun!