TM1
TM2
Alıntı*
İnsan doğduğu yerde mi mutludur yoksa doyduğu yerde mi? Ya da gitmek zorunda olduğu yerde mi? Amaç mutlu olmaksa, herkesin birilerine anlatacağı birkaç mutlu anısı vardır. Çoğu zaman mutlu olduğun anıları anlatmak, mutlu olmak için işe yarar. Ama anlatılanların tek düzeliği, gün geçtikçe can sıkıcı olmaya başlar. Ve canı sıkılır ademin. Sıkıntı monotonluktur, gereksiz düzen, süre gelen disiplin, sürüye gelen disiplin, ayağını sürüye sürüye gelen ardı arkası kesilmeyen disiplin… İnsanları kalıba sokma uğraşı, kalıba girmeyenlere kalıp sokma uğraşı (çok mu serbest çağrışım yaptık)
Akşam ne yiyeceğini bilmek, saatini zile göre ayarlamak, bu sebeple universal saatin sürekli 2 dakika gerisinden gitmek. Bunlar bizim gibi inormalTM3 insanların uğraşı ( yazdıktan sonra fark ettik ki bunlar birer uğraş değil, uygun kelimeyi bulamadık) Zorunda olduğu için dünyaya geldi Adem zorunda olduğu için yaşadı, zorunda olduğu için öldüTM4. Tüm bu zorunluluklar içinde insana (Adem’in nesline) başka başka zorunluluklar yükleyen kurumlar, teşkilatlar, cemaatler, insanlar tarafından kuruldu. İnsanlar zorunda olduğu için uydu, zorunda olduğu için dinledi, zorunda olduğu için feyz aldı. Hayata tatbik etti zorla. Ve zorunda olduğu için annesinin güdümlü terliklerini uyarı ve kınamalara, sıcak battaniye ve ıhlamuru ecza dolabına, televizyon karşısında babasının dizinde uyumayı uyumamaya, pazar kahvaltısını tabildota değiştiren biz mallar, harbiden malmışız yazarken fark ettikTM5.TM6
Aslında bu yazıyı yanlış yerde olduğumuzu anlatmak için yazmaya kalkıştıkTM7.
-Etüt bittie (Nazal “e” Tokat şivesi) TM8-TM9-TM10
Sıkıldık be mevzuya girme çabasını bu kadar uzatmaktan, mevzu şu:
Zorunda olduğu için gitmek biraz zoruna gider değil mi normal insanların? Ama bizler 3 tahılla beslenen, sabahları zille uyandırılan, zille yatması gerektiği haber verilen (hangimiz bir zille yatma hayali kurduysa…) birileri ona kızdığında sorumluluk (ki bilen öder sorumluluk nedir) yüklenen aciz ateşli, anarşist ve yatılı inor’mal gençleriz. İnormal olduğumuzu yazarken fark ettik.
*Planımız Umut SARIKAYA’nın Benim de Söyleyeceklerim Var (iki) adlı kitabındaki “Ivan Gregory Çerniçetkın’in Mutsuzluklarla Bezeli Hayatı” adlı denemenin başlığını (ç)almaktı. Amma ve lakin ki başlık alıntı oldu diyince başlık “Alıntı” oldu.
TM1 (molla)–Vaay yazı yazıyonuz ha?
(yuşa)– Koycaz da ehehehe J
(molla)–Nereye ?
(yuşa)–Koyabileceğimiz her yere!
TM2 (ömer)–Yazının amacı ne yeağ?
(anıl)–Öyle yazıyoz işte.
TM3 (anıl) – ‘’Bunlar bizim gibi ‘inormal’ insanların uğraşı’’.
(ömer)–İnormal?
(anıl yuşaya)–Gördün mü? İlgi çekiyor.
TM4 (molla)–Adezyona bak beaa !?
(yuşa)–Sen ona gliserin mi damlattın?
(molla)–Hee.
(yuşa)–Senin ben amk! Benim gliserinimi benim stres küpüme damlatıp beniz adezyonuma hayranlık duyuyorsun!
(molla)–Senin ben amk !
TM5 (yuşa anıla)–Bak şimdi arka sayfaya bi’ diyalog daha geliyor
(molla)–‘Ve huhaha anne huhaha. Ve anne aslanın yavrusunu doğaya salmasıynan…(sıkıldık ve yazmaya devam ettik)
TM6 –(Erdem) Siz nabıyonuz yeaağ (esneyerekten)
–(Yuşa bu trademark’ı yazarken anıl sorar) Ordan ne çıktı ya ? (Geçtik)
TM7 (molla anıla)–Ooo sen benim yazıyı okudun mu?
(yuşa anıla)–Anıl Allah aşkına hiç girmeTM7.1
TM7.1 –Molla’nın sevmek üzerine yazdığı isyankeş ve bir o kadar sabırsız bi’ kaç satır
TM8 (yuşa anıla)–Molla’ya imza attırcaz mı lan yazının altına
(molla ortaya)–Atcam tabi lan o kadar diyalogum var
TM9 (Melisa’nın yazıları hakkında)
(yuşa)–Abi kitap yazsın arkasındayım. On tane alacağım!
(anıl)–Korsan ama?
(yuşa)–Korsan ama!
(anıl)–Melisa yazsın ben sana ayarlarım davşanım.
(yuşa)–Korsan ama?
(anıl)–Korsan ama!
TM10 (molla) –Anıl sen Lazları seviyor musun?
(anıl) –Sen Laz mısın?
(yuşa) –O zaman sevmiyorum be!
(molla) –Anıl Laz kültürü iyidir bak harbiden.
(yuşa) –Anıl yaz bunu da yaz amk film olduk!
Sene 2012