Hayattan beklentileriniz neler, hiç düşündünüz mü? Ay bu da iş görüşmelerindeki ‘’kendini on yıl sonra nerede görüyorsun?’’ sorusu gibi oldu ama öyle değil. Hemen açıklıyorum.
Herkesin mutlaka yapmak istediği ya da olmasını istediği beklentileri vardır. Sağlık, para, mutluluk, kariyer( halk dilinde iyi yerlere gelmek) Bu olaya da hiç anlam verememişimdir. Ya da benim iyi yerlerim sizinle aynı değil. Bilemiyorum tatlım..
Sizde de oluyor mu bilmiyorum. Bazı zamanlarım var ve o dönem içerisinde kendime gün boyu aynı soruyu sorarım. Çoğu kez cevapsız kalan bu sorularımdan bazılarına değinmek istiyorum.
Ne zaman kilo vermeye başlayacaksın? Yanıtını alamadığım yegane sorumdur. Yemek yeme eylemine aşık olan biri olarak neden bu soruyu kendime sorduğum hakkında en ufak bir fikrim yok. Baya zeytinyağlı sarmaya, lahmacuna, adana dürüme hayran bir kızım. Bugünkü sorum; beklentilerim neler? Oldu. Bir cevap bulabildin mi bari dediğinizi duyar gibiyim..
Valla canım seni tatmin eder mi fikrim yok ama ben anlaşılmayı bekliyorum. Ben sussayım ama karşımdaki beni anlasın. Anlatınca herkes anlar zaten asıl mevzu bu! Zihin okuma gibi bi şey değil bahsettiğim. Var mı gönül okuyacak biri aranızda, dertleşsek. Ne iyi olurdu be.
Siz sayın yazarlar. Neden yazıyorsunuz? Ben neden yazıyorum?
Anlaşılmayı beklediğim için mi yazıyorum, bilmiyorum. Yazabiliyor muyum onu da yarın sabah sorusu ilan ediyorum.
Biraz da kadim dostumdan bahsetmek istiyorum. YALNIZLIK!
Yalnızlıktan da dost olur mu be, ne saçmalıyorsun dediğini duyar gibiyim. Ama dur bir dinle önce. Şimdiye kadar beni terk etmeyen tek kişi kendisi. O kadar terk etmedi ki ona bir kişilik gibi davranıyorum. Benden hiç sıkılmadı, bugün git yarın gel demedi..Kendi yalnızlığıma aşık bir insanım,seviyorum napiim.Sizde sevin bence. Hele ki 14 Şubat öncesi tüm sevgilisi olanlara sesleniyorum. Allah bel.. Şaka şaka. Yalnızlıktan şikayet etmeyi bıraktıysanız normalleşmişsiniz demektir. Yine de siz bilirsiniz tabii. İlla hediye alcam diyorsanız gratis ve watsons indirimini kaçırmayın ey erkekler.. Bu kıyağımı da unutmayın. Gerçi henüz iki gün önce girdiğim kozmetik dükkanında 14 Şubat indirimini unutup alışveriş yapmış bir insanın sözünü ne kadar ciddiye alırsınız bilmiyorum. Yediğim kazığı dükkadan çıkıp beş adım attıktan sonra farkettim. Allah seni inandırsın o fondötene verdiğim parayla indirimden beş senelik makyaj malzememi çıkartırdım. Bunun vermiş olduğu yıkımla iki gün boyunca yüzümü yıkamadım diyomuşum. Yok yahu dur hemen pis misin yaaee deme. Ama yıkarken ne yalan söyleyim içim acıdı..
Neden böyle bir salaklık yaptım hiçbir fikrim olmamakla birlikte adı geçen kozmetik mağazaların rafları yağmalanmadan, halk indirimlerin büyüsüne kapılıp paralarının yarısını oralara yatırmadan ve nihayet indirim bitmeden dışarı çıkmamayı düşünüyorum…