Ne zaman baksam arkamda gölgemdi, ve yanımda yoktu.
En sonunda damarıma pas, kanıma yüksek doz oldu.
Tüm mal varlığım kayıplarım, ve hiç bir insanın kalbime mâl olamadım.
Şimdi gönlü başkasında, bense açtığı mezarda, toprağa doydum.
Haberi olsun aldığın nefesin, son gördüğüm gökteki hilalin vebali onun üstüne,
Her sesi sana benzeten aklıma da kâfi hükmettiğin, bırakın, gelmeyin üstüme.
Ve söyleyin benim kara düğümlü ilmekteki boynumu almak için bekleyenlere.
Ne zamandır ki gelişinde, açmadı güller, ayağıma dolandı geçmişim, ve öldüm küstüğünde.
Uzun kelâmlarda sakladım seni, nefesimin yetmediği yere virgül diye koydum ben.
Hiçbir şey ve kimse olmadı, seni sol yanımdan, beni aklımdan ayırıp, feragat eden.
Aramızda bir bozkır ayazı, bir kaç solmuş meşe yaprağı, ve uzaklığına bile uzağım artık.
Hani demiştim ya bazen, imza gerekmez yazdıklarına, beni bilecek zaten seni yazdığımı gören.
Öyle bir zaman gelir ki, ve geldi yine sensizliğim, ne bir yar vardır yuvarlanıp düşebileceğin,
Ne bir yâr vardır üşüdüğü kirpiklerini göğsüne basıp. sana dokunduğu yerlerden öpeceğin.
Öylesine yalnız kalır hayallerin ki ve öylesine yaşarsın yine, zaman geçsin diye
Yarım kalır yarının, ve bir damla kalmaz yarin yarenin, yanında gözyaşı dökeceğin.