Hayat önceden kestirilmesi çoğu kez imkansız olan nice olaylara gebe… Bu belirsizlikler kimi zaman kaosların kimi zaman dramların kimi zaman da tatlı sürprizlerin yaşanmasına ortam yaratıyor. Bu hengamede, bu keşmekeşte kimin galip kimin mağlup; kimin av kimin avı olduğu bariz olarak birbirinden ayrılamayabiliyor. Çünkü hayat yazı tura gibi kesin iki ihtimalden birine değil, sayısı ve çeşidi bilinemeyecek kadar fazla olan “Gözden Kaç(ırıl)an İhtimaller” ile dolu…
Hepimiz kendi perspektifimizin mahkumu, kendi anlam dünyamızın mecburuyuz. Çoğu kez buzdağını görünen yüzü kadar sanıp, ördeğin yüzerken suyun üstünde süzülen kısmına odaklanıp suyun altında deli gibi çırpınan bacaklarını aklımıza getirmiyoruz. İnsan algısının sınırlarına vardığı bir nokta olarak ötekilik, diğer ihtimallere açıklık, bilinmezi, öngörülemez akıllara getirmek çoğumuzun hep yapmak istediği ama gündelik hayatta yapamadığı incelikler… Bu incelikler hayata geçirilebildiği takdirde dünya herkes için çok daha rahat yaşanılabilir olacaktı…
Güce odaklanmak, duyguyu inceliği nazikliği zaaf görmek, ötekine tepeden bakmak, farklılıkları dışlamak, küçük menfaatler için büyük sorunlar çıkarmak, kendine değerler parselleyip o değerlerden tek başına rantlanarak yaşamaya çalışmak, çelişkiye düşme kendini inkâr etme pahasına konjonktürel manevralar yapmak, daima statükoya yaslanmak, haklıdan yana görünüp tribünlere oynamak, azınlığı bastırmak, holiganlık kültünden güç almak, tekliğe tekçiliğe tapmak… İşte gözden kaçırılan öteki ihtimalleri, diğer koşulları, alternatif gelecekleri elinin tersiyle itenlerin ortak davranış kalıpları olarak hep bunlar ön plana çıkıyor…
Oysa biraz anlayışla, biraz tahammülle, biraz empatiyle herşey çok daha kolaylaşır, her ihtimal göz önünde bulundurulabilir olurdu. Saçını beğenmediğine saçından, kılığını kıyafetini beğenmediğini kılık kıyafetinden, kendine benzetmediğini farklı kimliğinden ötürü ötekileştirenlerin, kin kusanların, onların hayatını yaşanılmaz kılanların, sayısal üstünlüğüne güvenenlerin, “Gardaş!” derken diş gıcırdatıp sinsi planlar kuranların, en kara şehirlerinin en dipsiz kuyularında gettolar kuranların, gözünden kaçan ihtimalleri yok sayanların, kendi istedikleri şarkıyı söylemedi diye bir sanatçının canını almayı kendinde hak görenlerin dünyasında böyle devasa anlam boşlukları ve vicdan obrukları ön plana çıkıyor.
Ne kadar yok sayılsalar da, ne kadar baskın kültürün hegemonyası altında ezilseler de, ne kadar ötekileştirilseler de “Gözden Kaçırılan İhtimaller” yok olmuyorlar. Hep ezdiklerini marjinal, kan kusturduklarını itici, kalabalıklarıyla bastırmaya çalıştıklarını azınlık diye ezmeye çalışanların, aydınlık düşmanlarının, sanatçı katillerinin, alim ve ilim alerjililerin kurdukları sadist fantezi dünyasında gözden kaçırılan ihtimaller bir iğne gibi hatta bir çivi gibi hatta ve hatta bir kazık gibi anıtlaştırılan acımasızlıklara batmaya devam ediyorlar. Ne diyelim zulme kuyruk sallayıp, zulmetmek için kuyruğa giyenlerin, gözden kaçırdıkları ihtimallerden kaynaklı kuyruk acıları bol olsun…
6 comments
Kardeşime gönülden katılıyorum,herkes kendine ayrı bir yol çizerken aslında hayatın çizdiği yolda saparak ayrılmayı kendisi çizmeyi seçerken bu mümkün olmuyor ,hayat bize bizi birlikte gideceğimiz tek bir hak yolunu çizerken bu çizgiyi aşarak ayrı bir yolda gitmenin ıstırabını sancısını çekerek yaşamı zulümle acılarla dolduruyoruz farkına varmadan,Rabbim farkına varanlardan eylesin bu Mübarek Ramazan ayında inşallah Ramazanınız mübarek olsun cümlesiyle kardeşim selamlarımla.
Değerli yorumlarınız ve yapıcı eleştirileriniz için size teşekkürü bir borç bilirim. İyi ramazanlar, hayat boyu başarılar dilerim.
Kardeşime teşekkürler ederim sağ olun selamlarımla.
Değerli yorumlarınız ve yapıcı eleştirileriniz için size teşekkürü bir borç bilirim. İyi ramazanlar, hayat boyu başarılar dilerim.
Kardeşime teşekkürler ederim sağ olun selamlarımla.
“Toplumsal gerçekliğin inşa edilen bir yapı olarak kabul edildiği günümüzde küresel serbest piyasacı
politikaların takibinde kitlesel medya ve sosyal medya araçları eşliğinde, tarihin sonu ve liberalizmin zaferi
kutlanmakta, ideallerden uzak konformist günü birlik toplumsal yaklaşımlar sergilenmektedir. İklim
değişikliği, büyük göç hareketleri, radikalleşen muhalif eğilimler gibi çağımızın öne çıkan sorunlarına
çözüm aramak yerine, daha fazla büyüme daha çok tüketim ve insancıllıktan öte innovasyon amaçlı
yeniliklere odaklanan kamu gücü sermaye odaklarının inisiyatifine bırakılmıştır. Dolayısıyla tanı için geç
tedavi için erken sayılabilecek bir dönemde bu çok boyutlu sorunların geniş boyutlu felsefi bir analizine
ihtiyaç vardır. Bu çalışmadaki amacımız, ötekisiz, ezensiz ve ölçülü bir küresel toplum bilinci oluşturmak
için yirminci yüzyıldan yirmi birinci yüzyıla geçişte ön plana çıkan üç büyük düşünce akımı olan
fenomenoloji, postmodernizm ve pragmatizmin analizini yapıp eklektik bir yöntemle bu üçünü birlikte
işletecek temel çatıyı ve özgün değerleri oluşturmaktır. Böylece hem temel değerlerinde ortak hem de güncel
ve yerel yaşama uyarlanabilir bir siyasal yaşam felsefesi kurulacaktır. Geniş tabanlı bir sosyal demokrasi,
reformist bir parlamentarizm ve buna uygun yenilikçi oy verme sistemlerinin sunumuyla çalışmamız
sonlandırılacaktır. ”
Çalışmanızın özetini okudum güzel bir çalışma toplumda yankı bularak bir sonuca ulaşmasını dileyerek kolay gelsin iyi çalışmalar kardeşim selamlarımla.