Kaç yaşında olursan ol kendini en küçük yalanlara hep kandırmışsındır.Her zaman içinde kurduğun kurgu filmini insanların gözüne baka baka vizyona sokmuşsundur.En hafif yalanın en büyük gerçeği saptadığına inanmışsın,içinde ki sese hüküm giydirmiş onu boğmuşsun.Oysa ne kadar da saklansa ne kadar da biriktirsen yalan üzerine kurmak zorunda olduğun hayatın bir gün çöker,okyanusun ta dibine çöker.Dibe batmak korkutucu değildir , aslolan kendine gücü verebilmektir,yılların acısını senden çeker okyanusun tüm suyu.İçinde biriktirdiğin tüm kelimeler yayılır sulara,yüzeye çıkartabilirsen içindekileri işte o zaman sende bir tüy gibi yüzeye doğru yayılırsın.okyanusun öyle bir noktasına gelirsin ki küçük zararsız balıkları halt ederken;ağzı kendisinden bile büyük balıkları kendine düşman belirlersin.Önemli olan içinden kendine bir güç nakledebilmektir,direncini artırarak okyanustan kendi oluşturduğun yüksek kuvvetinden doğan basınç ile kurtulursun.Sabır taşın çatlar,suyun yüzeyine yayılır parçaları.İçinde seni üzen her nokta sen istemesende çıkar yüzeye.Ancak sen yüzeye ulaştığında yüzeyde ki her şey çoktan buharlaşmış olur.Artık yepyeni hayatın geçtiğin büyük derin okyanus,unuttuğun amansız denizler,maviliklerin arasında kayboluşların ve kayıplarınla güçlü bir birey olursun.Hiç sıkılmadan,yılmadan kendi doğruların ile kendi yanlışların ile yürürsün yolunu,kimsenin himayesi altına girmen gerekmez,evren sana bu yollarda küçük sevgiler bağışlayacaktır.Önüne çıkan her sevgiye de güvenip onu alt etme.Geminin dümeninde söylediğin şarkılardan da aslında vazgeçme.
Senin filmin aslında tamamen bir yolculuktur,yolculuk her zaman cam kenarında müziğin eşliğinde güneşi takip etmekle geçer,sen sen ol güneşini asla kaybetme.