Hayatıma yepyeni bir başlangıç yapmıştım bundan 5 ay önce. Sonunda ne olur diye hiç düşünmeden.O kadar güzel o kadar mutluydum ki sanki her yere bir anda bahar gelmiş,her yer rengarenk oluvermişti.O günümü dün gibi hatırlıyorum,istesem de unutamıyorum zaten…o gün ne oldu diye merak ediyorsunuzdur şimdi.Anlatmak, o anları tekrar tekrar yaşamak için şuan emin olun bende can atıyorum.Bir nisan günüydü ama her zamanki sıradan ve sıkıcı değildi.Aslında o ay hiç öyle değildi.Hayatıma yepyeni bir arkadaş girmişti dedim ya arkadaş işte.Hemen hemen her gün buluşur konuşurduk.Büyük heyecanla giderdim yanına çünkü çok seviyordum onunla konuşmayı, sohbet etmeyi.Uzun zamandan beri ilk defa hayatıma farklı bir arkadaş girmişti. Üniversite arkadaşlarım yok değildi hani ama o farklıydı işte. Diğerlerinden daha samimi gelmeye başlamıştı.Beni sıkılmadan dinlerdi bende bunu bildiğimden devamlı konuşurdum deli gibi.Onunlayken zaman o kadar hızlı akıyordu ki anlatamam.Öyle böyle derken bir ayımızı arkadaş gibi geçirdik işte.Diyordum ki içimden sanki ben bu çocuğu uzun zamandır tanıyorum o kadar yakın geliyordu bana…İşte bir gün yine bir vize haftasındayız onunda benimde sınavlarımız var.Benim bitti onunda son bir tane kalmıştı.Canı çok sıkılmış okula geçeceğim sende gelsene otururuz biraz dedi.Bende çağırsın diye bekliyorum zaten dedim ya onun yanında daha bir mutlu oluyordum ama onun bundan haberi yoktu.Neyse buluştuk. Ben nedense çok heyecanlanmıştım o gün o ise her zamanki gibi sakinliğini koruyordu.Sakindi ama o gün buluştuğumuzda çok kötüydü.Sordum neden böylesin falan diye sınavlardan deyip geçiştirdi.Bende fazla üstelemedim.Çünkü biliyorum o anlatırdı bana kendini hazır hissettiğinde.Geçtik okulun klişe banklarından birine oturduk.Etrafımızda bizim gibi birçokları vardı.Ve gökyüzü masmavi ve güneş o sımsıcacık yüzüyle bize gülümsüyordu.İşte o da güneşten ilham almış olacak ki bana birden güneş gibi içimi ısıtıyorsun dedi.Tabi ben çok şaşırdım ve heyecanlandım tabi önce anlamaz ayaklarına yattım.Çünkü biz sıradan arkadaştık.Neyse o bana senin yanındayken çok mutlu oluyorum bütün dertlerimi, sıkıntılarımı unutuyorum, huzur doluyorum ve seninle tanıştığım günden beri hayatım senle doldu dedi.Ben bir mutlu oldum tabi.Şuan bunları yazarken o zamanları hatırlıyorum ya kalbim parçalanır gibi oluyor.kolay değil çünkü ben hayatımda en güzel şeyleri onunla yaşadım.Zeki Müren’in de dediği gibi ben onu unutmak için sevmemiştim hata bir gün bunları böyle hiç bilmediğim kişilerle paylaşacağımı düşünmemiştim.Ama hatırlıyorum ya şuan sanki yanımdaymış da biz aynı bankta oturuyormuş gibiyim.Ve bana beklediğim soruyu sordu.Hiç unutamam o günü. Dedi ki benimle bu yolda beraber yürümeye var mısın ve ekleyerek önümüzde bir nehir var akıyor durmadan bizde bu nehre atlayalım bir kayaya takılana kadar gidelim gibisinden edebi bir cümle de kurdu.Zaten edebiyata şiire karşı ilginin olması da beni ona yakınlaştırmıştı ya.Ben bu kadar sözden sonra hayır demek istemedim zaten bende onunla aynı yolda yürümek aynı nehirde akmak istiyordum.Ve tamam dedim.O sırada onun hareketi beni daha da şaşırttı mutluluktan geldi beni alnımdan öpdü.Allah’ım nasıl heyecanlandım anlatamam. İşte o gün birbirimize iki yabancı iken birden biz oluverdik.Her zaman karşımda otururken bu kez yanımda oturuyordu.O günden sonra yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez olmuştu.Sabahtan akşama kadar beraberdik.Bir saat bile ayrılmak istemiyorum yanından.O zamanlar öyleyken şimdi sonsuza kadar ayrıyım.Beraberken yeni yerlere gezmeye gidiyoruz çünkü en iyi ortak yönümüzdü gezmeyi sevmek.Üniversitede zamanımız olduğu için bol bol geziyorduk.En çok sarılmayı seviyordum ona.Belki klişe gelecek ama gerçekten sarılmak bana güven veriyordu ve yanımda olduğunu hissediyordum.Şuanda da en çok ona sarılmayı özlüyorum.Öyle böyle derken araya yaz tatili girdi .Biz bir ayda falan görüşmeye başladık.bu yüzden aramızda küçük küçük sorunlar oluyordu.Her neyse bunlar kısa süreli oluyordu.Sonraları görüşmeye başladık ve güzelim İstanbul’u birlikte tekrar keşfetmeye karar verdik.İlk olarak Eminönün’de buluştuk.Onunlayken her yer her şey güzeldi.Gülhane parkında denize karşı kahve içmek,sahili baştan başa yürümek ve tabi ki balık yemeden de gitmiyorduk.sonraki zamanlarımızda adaya gittik orası da harikaydı zaten anlatmama bile gerek yok.O yanımda masmavi deniz ve yeşilin ortasındaydık.Bisikletle de onunla ilk kez orada binmiştim.Velhasılı kelam onunla gezerken o yanımdayken her saatim her dakikam huzurlu,mutlu ve zamanlarım su gibi akıyordu.Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bununda bir sonu varmış ama ben görmekte zorlanmışım.Bahsetmedim demi onunla aramda kültür farkı vardı ve bu çok büyük bir sorundu bizim için ama biz onu ilk zamanlar hep ikinci plana atmıştık.Yani ben öyle görüyordum.Ama o olmayacağını düşünmüş.Neyse okul başladı.Biz buluştuk konusuyoruz her zamanki gibi ama bu sefer gerçekleri de göz önüne aldık yani aramızda bu farklılık falan ne olacak bu böyle yürümez diyordu.Yürümedi de…Aslında biraz korkaklık yapıyordu biliyordum istese her şeyi yapabilirdi o ama kolayı seçti ve birbirimizin hayatından çıktık.Ne kadar kolay demi.onca yaşadıklarımız işte şuanda olduğu gibi sadece iki satır yazıdan ibaretti.Oysa ben onunla yaşarken yere göğe sığdıramadığım bu küçük sevdamı o bir hoşcakala sığdırdı ve umarsızca gitti.Bense şuan sadece alışmaya çalışıyorum yokluğuna, bir zamanlar varlığına alıştığım gibi….