*NOT: Bu yazı Florence and the Machine – Cosmic Love fon müziği eşliğinde bol gözyaşı ve duygu yüküyle yazılmıştır. Okuyanın da bu müzik eşliğinde okuması tavsiye edilir. İşte linki;
http://www.youtube.com/watch?v=_gMq3hRLDD0
Senden sonra..
Senden sonra’sı çok zordu..
Mesela,
Senden sonra hiç kolay olmadı, senin için herhangi biri olmak..
Senden sonra hiç sinemaya gitmedim..
Senden sonra kimsenin başını sol omzuma koydurmadım..
Sağ omzuma da..
Senden sonra baykuşları sevmek ile sevmemek arasında kaldım…
Anladın sen…
Herkesi sana benzettim..
Kıvırcık saç gördüğümde vücudumda bi karıncalanma başladı..
Kaşlarımın arasından başlayıp tüm yüzüme,
Ardından tüm vücuduma bir acı hasıl oldu..
Tıpkı şuanki gibi..
********
Senden sonra bol bol film izledim..
İyi de oldu..
Bol bol test çözdüm..
Bol bol spor yaptım..
Vücudum gelişti..
Bir türlü başlayamadığım kitabımı bitirdim senden sonra..
Senden sonra,
Hiç fotoğrafımızın olmadığını fark ettim..
Üzülsem mi,
Sevinsem mi,
Araf’ında kaldım..
Bir fotoğrafımız yoktu belki ama,
Sen,
Hep beynimdeydin..
Hayalimde..
Gözlerimin önünde..
********
Senden sonra Türkçeye daha bi önem verdim..
Da’larım,
De’lerim,
‘TDK’ gözetiminde gibi hep yerli yerinde artık..
Hiç yalan söylemeyeceğim,
Senden sonra ağladım…
Oturup gözlerim şişinceye dek ağladım..
Sana ağladım..
Bana ağladım..
Bize ağladım..
Fikirlerimize,
Hayallerimize,
Geleceğimize,
Yarım kalışımıza..
Artık başkalarına karışışımıza..
Gerçi,
Gerçi artık hayal bile kurmak istemiyorum..
Çünkü hayal olacak bi süre sonra, biliyorum..
Senden sonra o severek dinlediğim türküleri şarkıları daha bi başka sevdim..
Pop müzikle arama eskimeyecek prangalar koydum..
Volkan Konak’ı,
Kazım Koyuncu’yu,
Grup Yorum’u,
Orhan Hakalmaz’ı,
GN’R’yi,
Olgun Şimşek’i daha fazla sevdim senden sonra..
Ağlayarak yazıyorum bu duygu yükü miktarımın mantığımı hükmen mağlup ettiği satırları..
Kulağımda acıyı dağlayan bir Karadeniz türküsü..
Ellerim titriyor..
Karnım ağrıyor..
Ağzım kokuyor..
Ama açlıktan değil..
Bilirim, böyle kokmazdı..
********
Her yer karanlık ve parlak..
Kadınım..
Tüm alkışlar üzerimizde şimdi..
Başka hayatların insanlarıyız artık..
Değiştim senden sonra..
Aşk acısı çeken,
Yahut çektiğini zanneden bir ergen değilim..
Sadece hüzün dalgası arada sahilime vuruyor,
Hepsi bu..
Çok şiddetli ama..
Çoook!..
Dalgaya almaya çalışsam da,
Kapılıyorum dalgaya haliyle..
Boğuluyorum hüznün mavisinde..
Durulduğunda ise deniz,
Dönüyorum tekrar sahilime..
Tıpkı,
Şimdiki gibi..
Yalnız,
Bir başına,
Güçlü
Ve bir o kadar da zayıf sahilimdeyim şimdi..
Sahi,
Bir anayasaydın neredeyse benim için..
Korkmuyorum artık sensiz uykuya dalma sürelerimden..
Senden sonra o fiyatı uygun öğrenci pidecisindeki acı turşu biberlerine bakakaldım hep..
Yaptığımız o keyifli,
Ve bi o kadar da aptalca olan biber yeme yarışımız gözümün önünden gitmiyor..
Yemekle yememek araf’ında kaldım..
Bir sonraki uğrayışlarımda dayanamadım,
Yedim..
Çok yedim hem de..
Yandım!..
Yandıkça hüzünlendim..
Hüzünlendikçe tutamadım gözlerimde yaşlarımı..
Arkadaşlarım şaşkın ve garipseyerek sordular;
‘o kadar mı acı?’ diye..
Evet..
‘o kadar acı’ydı..
Çok acıydı..
Tarifi olmayan bir acı hem de..
Fiklemeyip ve bir de küçümseyerek onlar da denediler..
Olmadı onlara ama..
Etkilemedi benimki kadar..
Etkileyemezdi ki zaten..
Onlar bilmiyorlar çünkü benim hissettiğim acıyı..
********
Senden sonra her yere vakitlice gittim..
YALAN!..
Kocaman bi yalan..
Rötarlarım oldu tabii..
Lakin,
Vakitli öten horoz olmaya dikkat ettim..
Gerçi,
Boynum kesilmişti bir kere…
Artık vakitli ötmenin ne anlamı vardı ki bu acının üstüne..
Anca boş boş öterim artık..
********
Ölmeyi bekliyorum bundan gayri…
Senden sonra insanların hepsine şüpheyle yaklaşıyorum..
Gözüm üzerindeydi hep senden sonra..
Her şeyini,
Herkesi kıskanmaya devam ettim aptalca..
Bir tebessümünü dahi çalıp saklamak istedim kalbimin en kırık yerinde..
Adını duyunca donup kaldım..
Ya da,
Seni hatırlatan her ne varsa..
Mezarlık başında bekleyen bi çare’yim senden sonra..
********
Görünmeyen ama acısı asla dinmeyecek bi yarasın artık..
Zamanla öldüren..
Kapanmasına izin vermediğim,
Acısından da duramadığım,
Bir yara..
Olsun be..
Yarasın odunuma!..
Anıların üstüne beton döktüm senden sonra..
Ve de sana hala veda edememişken..
Senden sonra,
Senden sonra..
Ben de yoktum zaten..
Her zaman ki gibi,
Kendi adıma pek hoş olmasa da,
Hoşça kal..
19.09.2012 – 04:25
Onur Fatih Aladağ