Hayat imkansızı sever. Her defasında zorlar seni. Gün geçtikçe daha çok zorlar hem de. Hiçbir zaman sana sormaz ne istersin diye; sen sadece yaşarsın istesen de istemesen de…
Kimi zaman zoruna gider yaşadıkların, kimi zaman hoşuna… Memnun kalmazsın hayattan; ama bu onun umrunda değil. Ne zaman ne yapacağı belli değildir. Zor olduğu kadar da acımasızdır hatta. İnsanı dağıtır, parçalar, ordan oraya sürükler… Binbir acı verir sana.
Hiç ummadığın bir anda sevdiklerini alır senden mesela. Arkadaşlarını, dostlarını, aşklarını… En çok da bu üzüyor zaten seni. Sevdiklerinin gün geçtikçe yavaş yavaş avuçlarından kayıp gitmesi. Hem de hiç beklemediğin anlarda, beklemediğin şekillerde… Hep bir acı, hep bir hüsran. Belli belirsiz isyanlar, sonuçsuz kalan eylemler. Ama hep bir olumsuzluk, hep bir olumsuzluk. Sen farkına varmazsın belki ama kötülüğünün yanı sıra bir o kadar da iyidir aslında hayat. Bir o kadar güzel, bir o kadar yaşanılır. Sadace biraz sabır, biraz umut…
İşte her şey bunlardan ibaret…