Gündemimizin yoğun olduğundan mı ya da kafalarımız fazlaca meşgul olduğundan mı bilinmez çabucak unutuyoruz. Birkaç ay önceye kadar Arakan ‘a üzülüyorduk. Tüm medyamızı Arakan sallamıştı. Bir dönem savaşın çocukları üzmüştü bizi. Ve ne yazık ki hemen her dönem şehit haberleri acıtıyor kalbimizi. Ama anlık acılar mı bunlar anlayamadım. Haberi duyunca gözleri dolan , ardımızı dönünce unutanlardan olduk. Ya da dünyadaki var olan her kötülüğe seyirci kalıp , birbirimizden sorumlu olduğumuzu bilmiyoruz. Neden her neyse hatırlatmak ve bilmeyenler için söylemek isterim ki ; bir yerde acı varsa ya engel olmalı ya da başka bir yol bulup acıyı paylaşmalı , kendi vicdanımızı da bu şekilde rahatlatmalıyız. Bir noktaya değinecek olursak ; yardımlardan söz ediyoruz hep. Başka insanlara ya da canlılara yaptıklarımızla karşı tarafı kazançlı görüyoruz. Ve bir ayrıntıyı gözden kaçırıyoruz. Şöyle yani : zor bir anınızda size gelen yardım mı yoksa zor durumda olan birine yaptığınız yardım mı sizi daha çok mutlu ediyor ? İlk bakışta tabi ki bana diye düşünüyor insan ama işin aslı çok daha farklı. Biri size bir çikolata verdiğinde mi yoksa siz bir çocuğa çikolata verdiğiniz demi daha mutlu hissediyorsunuz kendinizi ? Bilimsel bir dille anlatmak gerekirse , sergilediğiniz her iyimser ,yardımsever davranışta, etrafınıza attığınız gülücükte , özetle yaptığınız her iyilikte beyninizde serotonin salgılanıyor. Bu madde kendinizi çok daha mutlu , enerjik , neşeli hissetmenize yarıyor. Ayrıca hastalara yazılan antidepresan ilaçları serotonin etki yaratarak hastayı tedavi ediyor. Sonuç olarak, çevrede olup bitenlere duyarsız kalmayarak, her ne kadar görevimiz olduğunu fark etmesek ya da anlamak istemesek de üstümüze düşeni yaparak hem kendimize hem de diğer canlılara faydalı olabiliyoruz.