Çok sevdiğiniz hatta aşık olduğunuz insanı ondan soğumak istediğiniz bir zaman diliminde; hiç tanımamış olduğunuza dair düşüncelere rastlarsınız.. çünkü onu seviyorsunuz ve onu, istediğiniz gibi masum, temiz ve sizin onu sevebileceğiniz gibi sizi sevebileceğini düşündüğünüz bir mecnun sanarsınız, öyle düşünür ve tanırsınız. Ama bu sadece düşündüğünüzle kalıyor. Çünkü onu hiç tanımamışsınızdır.
Ona karşı tek taraflı beslediğiniz aşkınız.. ah ki ne günahkardır.. karşılık alamayacağınızı umuyorsunuz artık. Karşılık alabileceğiniz biri değildir çünkü başkalarının gözünde. Ama sizin aşkınız sevginiz, o düşünce ve yorumları sadece onların söyleyişinde bırakır. Çünkü siz seviyorsunuz. Ama en son bir duyumla karşılaşırsınız ve büyük bir hayal kırıklığı.. başkaları demiştim ya, onları haklı çıkaran bir duyumdur bu. Beklemediğiniz bir sonuç.. ondan soğumak isteyebileceğiniz bir duyum. Ama sevginiz bunu kabullenmek istemez, ondan vazgeçmez.. yine soğuyamamışsınızdır. Sadece kendinizi kandırmış oluyorsunuz soğudum diye. Çaresi yoktur bunun. Tek yolu gidip tüm bunları yüz yüze konuşup gerçeği ondan öğrenmektir. Ondan öğrendiğinizde ve her şeyi gerçek ise işte tam o zaman soğursunuz.
Gözlerinizi kaçırdığınız o zaman dilimleri gelir aklınıza. Çünkü çarpıcı bakışlarına maruz kalmak istememişsinizdir ve o zamanı her hatırladığınızda neden kaçırdım gözlerimi, her göz göze gelişimde onu ne kadar çok sevdiğimi belli edebilirdim diye kendinize kızmaya başlarsınız.
Ama son yaşadıklarınız bu pişmanlığı yer bitirir. Çünkü ona değebilecek biri olmadığını öğrenmişsinizdir. Unutmaya karar vermişsinizdir ya da gözlerinizin önünde bitirmeye. Duygusallıktan vazgeçmedikçe istediğinize ulaşamayacaksınızdır.. Belki de zaman aile gibi kavramlara sahip sevdiklerinizi ve sizi sevdiğine inandığınız dostlarınızı düşünme zamanı olmuştur artık.