Hayatın gerektirdiği koşullar vardır. Kiminin zoruna gider, kiminin hoşuna tabi kişinin bunlar yaşam kalitesine bağlıdır, zoruna giden insan kaçmaya çalışır. Bu koşullardan ama bazı şeyler onu bağlamıştır. Bu zor hayattan zaten çoğu kişi kurtulamaz. Hayata bağlayan şeylerde klasik sorumluluklardır. Zaten bunlardan kaçmakta yanlış olur, kaçanda çevresindekilerin hayatını batağa saplar. Kendisi belki kurtulur ama aklı hep geride kalanlarda olur ve mutluluğu da sadece bazıları yakalar ve öyle insanlarda benciliğini gösterir. İnsanların böyle bir duruma düşmemesi içinde geleceğini güzel planlaması gerekir. Eski kafayla yaşarsa devamlı burnu sürter alacağımız her karar aslında birçok kişiyi ve birçok kişinin geleceğini etkiler, zincirleme devam etmemesi içinde birinin durdurması gerekir, bu düşüşü o kişi birçok şeyden fedakarlık eder, belki istediği gibi yaşayamaz ama birçok kişinin kurtulmasını sağlar, bu zincirleme dursa bile herhangi birinin yaptığı hata bu reaksiyonu başka bir noktadan başlatır. Hayatlarımız geçmişe ve bize bağlıdır, bu yaşamdan memnun değilsek iş bize düşmeli, ne kadar zor gelirse de değişim için harekete geçmeliyiz. Gerekirse yaşmaktaki o tadı unutmak gerek haliyle bu zor gelir insana, yapmazsak bir çok kişi bu tadı tadamaz bile, kimi bu derinlikte hiç bulunmaz hayatı boyunca sebep de, geçmişi ve kendi fedakarlıklarıdır, yani hiç bir şekilde fedakarlık olmadan huzur olmaz gerçi huzurda göreceli bir kavramdır kimine göre başına soktuğu bir ev, kimide sayamadığı parası bu yaşamda maddi kazanç gereklidir. En anlamsızı da maddi kazancı sırf kendilerinden üstün gördükleri gibi olabilmek ve kendisinden aşağıda kalan insanlardan üstün olabilmek için isterler ve bu şekilde tatmin olmaya çalışır. Bazısının gözünü hırs köreltir anlamsızca kendini yırtarlar, hemde sonunda mutlu olunup olunmayacağını bilmeden bu riski almaya değer mi orasını bilmek için denemek gerekir. Herkesin kendini başkalarına kabul ettirmeye çalışması nedendir, onlarda insan sonuçta bu dünya hep daha fazlasını sunduğundan insan hep daha fazlasını ister, bunun sonu olmadığını fark edemez gözü körelmiştir, anlayamaz taki bu kandırmacanın ucu bucağı olmadığını fark edince, çoğu zaman iş işten geçmiştir ve elinde kalan dünyanın sunduklarının eski birer parçası, geride bıraktıklarıysa gerçekler ve zaman sadece bir rüya gibi kalır belleklerinde, bazısı yakınır bazısı geri kazanmaya çalışır ama zaman bu geri getiremezsin. İnsanın küçüklükten beri beyinlerine işlenir, en üstün olması veya bu gelişen dünyanın bize manipüle ettiği, ihtiyacımızdan fazlasının daha güzel bir yaşamı getireceği ve çevreye uymak içinde yapılan maddi harcamaları bize bunları sunanlar için çalışır duruma getirdi. Zaten çoğumuz onlar için çalışıyoruz. Bu kısır döngüye girdin mi güzel gelir ve at gözlüklerini de fark etmeden takarlar insana, kukladan bir farkımız kalmaz kendimiz için yaşamayı öğrenmeliyiz. Herkes dünyayı kendisince güzel bir şekilde hayal eder bazıları da bu hayallerini gerçekleştirdi ve dünya şu anki halini aldı. Başkaların hayalinde figüran olanlar çoğu zaman umursamadan akışa bırakırlar hayatı yolun sonunu düşünmeden top gibi yuvarlanıp giderler, hemde başkaları tarafından atılan tekmeler ile yön alırlar. Bu durumdan kurtulmak isterseler de hazırlıksız bir şekilde kurtulmaya çalışır ve yürümeyi yeni öğrenmiş bebek gibi tekrar yere yapışırlar ve bu durumdan ders almayanlar ardı ardına düşerler, eğer hatalarından ders alıp kalktıklarında yaşadıklarını saniyede unutup, yuvarlananlara el uzatmak yerine tekme savurmaya başlar insanoğlu.https://oguzhandmr.blogspot.com.tr