Oysa ne güzeldi gözlerimiz, içlerinde parlayan güneşimiz.Gecenin ışıltısında parlayan yay kaşlarımız ve dahası senin güzelliğindi geceme anlam katan sevgili.
Dokunmadan sevişimiz, avuçlarımızın terleyişi kalbin çılgınca atışı ve buna etkisi ısırtırdı dilimizin ucunu.
Bugün de yağmur yürekliyim, bulutlarım paramparça.Gökyüzü bürünmüş karanlık mavisine.Ne perde açık, ne sahnede var oyuncu.
Yine seni düşünür bu düşünür.Ünlü olmasa da yalnızca seni düşünür.Uykum yok her gece olduğu gibi hazır kıta ayaktayım, içimden şiir kusarım renk renk sevgili cümleler,isyan eder defterlerim.
Gecemin şerri gibisin be sevgili. Yok gündüzümün bir hayrı uyuyamıyorum.
Alacağım varmış gibi heyecanlıyım, ama ne lânet şeydir ki alamıyorum.
Perşembe gecesi gibi sessiz sakin yüreğim.
Sokak lambasının altından elleri cebinde geçerken, açmayacak bir güne gidiyormuşum gibi bir his var sanki içimde..
Ayazda avuçlarıma hohlayıp ısınmak yada üşümek değildi mesele.
Bugün çok gezdim yorgunum. Uyku…
Öylesine istiyorum ki birden kendimden geçip uyumayı, yada hayat bu deyip yatağımda ölü bulunmayı..
Sanki yaz gelmişte bir ben üşüyorum, sanki kış geçmişte bir ben umursamıyorum. Sanki sonbaharda dökülmüşüm gibi.
Bu gidişim çocukluğuma idi.
On dört yaşımda aldığım ilk masum öpücüğe idi.
Bunun adı özlemdi, yaşımın en masum zamanlarınaydı
Avuçlarında tutamayana değildi.
..
Fatih ..