Son kez uyuyacakmışım gibi yattım yatağıma,son kez sarılıyormuşum gibi sarıldım anneme,son nefesimi alıyormuşum gibi çektim içime sigaramı ve son kez içiyormuşum gibi içtim rakımı,son kez gülüyormuşum gibi kahkaha attım ve fırlattım rakı bardağını duvara sanki bir daha fırlatamayacakmışım gibi koştum bayır yukarı bu sefer sanki tekrar bu şehrin bayırında koşamayacakmışım gibi sonra gittim en güzel anlarımın olduğu ama hep ağladığım o parka sanki son kez geliyormuşum gibi gittim parka,her şeyimi son kez gibi yapmaya başladım bu şehirde sanki veda ediyormuşum gibi tüm sisli dağlarla etrafı çevrili bu şehre yokluğun da varlığında uçlarda yaşandığı ve bizzat yaşadığım bu şehre gelmeyecekmiş gibi veda ediyorum,sanki içimde üzülüyor,öyle kolay olmuyor vedalar onu anladım hep bir parçan kalıyor ben hep bir parçamı bıraktım bir yerlerde hep kayboldum,hep bölündüm ve ben hep paylaştım bir şeyleri,hep verdim kendimden ama alamadım hiç,yüreğim öylesine dolu ki gurbetin aşkı ile hep özlem var içimde bir sevgilinin hasretini kaldıramazdım. Babam bana derdi ki ‘’hasret çekildikçe güzel,hayal düşledikce güzel.’’ Ben hep hasret çektim çocukluğuma,umutlarıma,hep yapıyormuş,gidiyormuş,hep bir muşluk vardı yaşamımda ama artık veda ediyormuşum gibi değil de veda ediyorum bu şehre,sanki yeni bir kapı varmış gibi değilde o kapıyı koşar gibi çıkıyorum o bayırı sabahın 06.00’da,sanki kalbim bir tek o ana kadar atıyormuş gibi,özlemin biteceği ana kadar bekledim hep küçüktüm belki ama bekledim,en çok sarıyı sevdim ve en çok sarıdan nefret ettim,hep sarıya dair kötü şeyler oldu ama ben hep sevdim sarıyı,bir gün dedim ki bir gün,sarı da beni sevecek ve anlayacak,o zaman ben de gri hayattan kurtulup sarı bir tonda yaşayacağım benim hayatımda hiç kırmızının yeri olmadı,zaten orta halli bir ailede hiç renk olmaz,gri,siyah ve azıcık lacivertti,renklerimiz,bizim dünyamızın en canlı renkleri annemizin güzel gülüşüydü,babamızın öpüşüydü,kardeşimizin ağlamasıydı en güzel renklerimizdi ve biz hiç hangi renk olduğunu bilmezdik çünkü gri anlarda da gülerdik,kırmızı anlarda da ağlardık ve babam bizi hep öperdi yani hiç ‘’muş’’ gibi yapmazdı bizimkiler hep gerçek olurdu tıpkı şimdi bu yıl bu şehre edeceğim veda gibi,sigaramın yenisini yakacağım gibi,rakımı hiç içmeyi kesmeyeceğim gibi,bayır olmasa da umuduma giden yolu hep koşacağım gerçeklikte öperdi bizi. Bizim dünyamızın renkleri gerçeklikti ve biz hep griyi gerçek bildik,şimdi kırmızı çok alafranga bizim dünyamızda azizim. SAYGILAR EN ALAFRANGALISINDAN…