sokağın başından inene kadar
bir diş ,iki dakika içinde sarardı
adam bir şarkı yazabilirdi o gün
güzel bir kadına okumak için
taburelerin bile kenarı
en kenarın bile tenhası
adam ,bir şiir okuyabilirdi oysa
dudağını kemirebilirdi kadın ,telaştan
zaten ,ter damlalarıda iniyordu
alnından
şakağından
yanağından
şakacıktan
dinlerdi kadın O okusaydı
ve kadın gülümseseydi ,okurdu elbet
sokağın dibinden çıkana kadar
bin saç ,iki dakika içinde ağardı
kadın gül toplayabilirdi o gün
güzel bir umudu kanatmak için
garip insanların arasında
yalnızlığın vücut bulmuş hali
kadın ,bir gülümseme merasimi
yaratabilirdi oysa
elleri birbirine dolanabilirdi adamın
telaştan
zaten ter damlalarıda iniyordu
alnından
şakağından
yanağından
şakacıktan
gülümserdi adam o gülümsese
ve adam şiir okusaydı O gülümserdi elbet
sokağın başından ve dibinden
şiirsiz ,sessiz ve gülümseyişsiz
geçiştiler.
yine.
dün sabah gibi !
geçen gece gibi !
öylece ,eylemsizce
geçiştirdiler ,hayatın içindeki hayatları
yine.