tarihin hafızasına emanet ettim seni leyli
muhacir Kırlangıçlara
bir denizin öfkesinin bağıl oluşuna
seni kuralsızlığıma emanet ettim leyli
riayet ederkene en evrensel kurallara
kimimiz göçebe kimimiz mukim
leyli
sevdamızı fısıldayan kim
dağlara taşlara
ovalara obalara
bacılara kardaşlara
dağılmış bir tesbih tanesi gibiyiz leyli
imame olmak için başka boncuk tanelerine
gözümüzde büyüttüğümüz mesafeler memleket yolu gibi şimdi
hani dersler biterdi , işlerimiz bitmezdi
müphem bir mahcubiyetle koşardık ya otobüs garlarına
yerimize oturup olanca nezaketimizle
tekrar geriye dönmenin planlarını yapardık
uzattım leyli
anne yüzü gibiydi gidişimiz deseydim yeterdi
şimdi kalabalıklar ortasında yalnızız
yalnızlığımızda mesut
aynalar hiç dostumuz olamamıştı leyli
oysaki sadece kendine bakmaya değilmiş aynalar
bugün o aynalarda kırılan maskelerin zilali
üstümüzde sevdamızın olağan melali
hep aydın kal leyli
farzımuhal